tığ işi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tığ işi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Şubat 2014 Pazartesi

HAFTA SONUNDAN, EN ÇOK TIĞ İŞİNDEN...

Karman çorman bir postla daha huzurlarınızdayım sevgili okur... Nizam, intizam, kompozisyon, bütünlük hak getire! Ve posta baktıkça göreceksin ki yine ortada elle tutulur bir şey yok maalesef :( Ama sen niye burdasın ki zaten, senin birincil görevin nedir ki hem? Yaptıklarım ikinci planda, sen daha ziyade benim anlattıklarımla ilgilisin, söylediklerimle bitmek bilmez parantez içlerimle, uzun, upuzun, bazen çapraşık cümlelerimle... Yani ben öyle bildim seni, yoksa onca hobi bloğunun içinde benim bu yaptığım minik, hatta minicik işlerin bi kıymeti harbiyesi var mı, yok! Yani tamam o kadar da haksızlık etmeyelim sevgili okur yaa, gücenir vallahi blog sahibesi! Şöyle diyelim o zaman, yaptığı işlerin çok kıymeti olmasa da, hikayeli çantalarının bi esprisi var yani ;) O kadar da hakkını yemeyelim yani :) 
Of yarabbim, bu kendin söyle kendin yanıtla muhabbeti de sıktı beni, senide mi? Yok canım... (Deme öyle bak, başlarım yine kendim yanıtlamaya :)))
Sen beni okurken gülümsüyorsan, bizim küçücük dünyamızın, mütevazi hayatımızın hikayesi sana kısacık da olsa mutluluk veriyorsa, daha ne sevgili okur, blog bizim, post bizim, ellere nesi :)))
Şimdi senin gözün alttaki motiflere takıldı di mi, rengarenk güzelim motiflere :)) Zannediyorsun ki bu fani kulun yaptı bunları? Yok canım, daha neler, oldu yani sevgili okur, hafta sonu Tuzla'ya gittim ve gecemi gündüzüme kattım,  insanüstü bir çabayla, bir mucizeyle bu battaniyemsiyi yaptım. Sabrım yok ki hem bu kadar çok motifi biraraya getirmeye, niyet ettim daha önce Nehir'e yatak örtüsü yapayım diye ama biliyorsun ki yaptıklarım kırlentten öteye geçemedi. Bunca laf kalabalığından sonra açıklıyorum, bu örtüyü Nagi yaptı. Zeynep'le Ela'nın annesi :) Hafta sonu bebek görmeye gidince gösterdi, bayıldım ben renklerine, renklerin çeşitliliğine, sana da göstermek istedim. Dedim ki "Nagi, seni meşhur edeceğim, bekle!" :)))) Pinterest'tekiler gibi olmamış mı sence de :) 



TIĞ İŞİ MOTİFLİ BATTANİYE 

YAKINDAN
*******
Bu hafta sonu hep tığla, şişle, yünle, iplikle ve dahi etaminle dolu geçti. Elif iki gün boyunca şiş ve yünle sürekli ördü - söktü.  Annem "olmamış" dedikçe söktü ördüklerini...  Nasıl bir sabırsa ondaki, hiç bozulmadan, üzülmeden söktü durdu yaptıklarını. Ben olsam "hayatta!" Tebrik ettim kendisini, dedi ki "2014 benim SABIR yılım" mübarek olsun dedim ben de ;) 
Ve sonra aşağıdaki parça parça yaptığı motifleri çıkardı. Hiçbirini nihayete erdirememiş, yapmış bırakmış ama bi dünya, hepsini de bana verdi ;) Çok sevindim yine, bugüne kadar Elif'in evinden aldıklarım ve yürüttüklerim ve onun verdikleriyle bir ev daha dayanır döşenir sanıyorum. Bazen heyecanlanıp, o anda sağlıklı düşünemeyip çok gereksiz şeyler alıp, evi fuzuli yere doldurduğum da oluyor ama genelde çok memnunum bu durumdan :) 
Bak şimdi Elif'in yarım işlerine... 

TIĞ İŞİ MOTİFLER


TIĞ İŞİ
Nasıl bir ruh haliyle işlediyse bunca motifi. Ki bence de büyük terapi tığla bir şeyler işlemek, şiddetle tavsiye ederim.
Bir poşet dolusu da iplerinden var bu motiflerin. Dur bakalım nasıl değerlendireceğim bunları...
Aralardaki boşlukları doldurup, altına polar dikip, kenarlarını oyalayıp, dizüstü battaniyesi mi yapsam sence??? Peki bu söylediklerimi hayata geçirebilecek kapasite görebiliyor musun bende? (Samimi cevap istiyorum yalnız!)
Ali Deniz'i parka götürdüm, dönüşte, Eliflerin kapısının önünde boşta duran, sahibi de ortalarda gözükmeyen bu bisikleti gördü ve çölde su görmüş kadar sevindi :) E nolacaktı ki, azcık binmeyle, binsindi, bindi ve çook mutlu oldu güzel surat :) 

Sonra bu ipek ibrişimleri verdi Elif bana (lütfen sevgili okur, lütfen yani, kıskanmak yok :)
Nasıl güze renkleri :) Ben lavanta kesesi yaptım bunlarla. Bitmişini göstereceğim bir dahaki posta :) 

Bir  tane de lavanta işlemeli kese hazırladım :) 

LAVANTA KESESİ
İçini de doldurdum bi güzelce :) 

KREP
Biri çikolatalı, biri peynirli :)
Dün akşamüstü yaptım çocuklara, çocuklara derken, hepimize yani :)
Kolaycacık, az malzemeli, lezzetli bir ikindilik bu :) 

KAYA KURABİYESİ 
Ve yine bir pazar gecesi ödevi bana :( Ali Deniz pazartesi okula götürsün diye yine kurabiye! Her hafta sonu yapıyorum, yok tam olarak öyle değil, bazen iki haftada bir. Bu kurabiyenin tarifini bloğa koymuştum ama bulamadım bir türlü :( Var ama mutlaka var, dur aramaya devam edeyim, bulunca koyarım linkini ;) 

KUCAKLAŞMA 
Elif'in güzel evinden bir kareyle veda edeyim size :) Muhabbet dolu olsun yeni haftan sevgili okur, muhabbet ve neşe dolu...

Not: Elif (Hobilemece Elif) çok güzel bir yazı yazmış. İnsanı çarpan, "Evet yahu!" dedirten yazısını okuyun mutlaka e mi?
Dipnot: Ne istiyorsun emeklilikte? Şehir olarak nerede yaşamayı??? Sen de ben gibi memleket hasretinde misin sürekli??? Burnunda tüter mi senin de doyduğun yerden ziyade doğduğun yer? 

21 Şubat 2014 Cuma

HEP KEÇE HEP KEÇE! OLMAZ Kİ! BÜNYE BAZEN DE TIĞ İŞİ MOTİFLER İSTER ;)

Tam uyuyacak doğruldu yatakta Ali Deniz, kocaman açtı gözlerini:  "Öğyetmen, omazzz, hayıyy!"
"Neye dedi oğlum öğretmenin hayır diye?" 
"Oyuncak, ha-yıyyyy!" 
"Sen ne dedin peki "Oyuyyyyy!" 
"Öğretmenin "Olmaz" dedi, sen de "Olur" mu dedin, ayıp değil mi oğlum, kaç kere dedi sana öğretmenin "Oyuncak günü haricinde okula oyuncaklarını, gözlük temizleme bezlerini getirme diye?" 
.........
"Özür diledin mi peki?"
.......
"Ali Deniz sen özür dilemeyi biliyor musun oğlum?"
"Ebet"
"Dile bakiyim bi!"
"Se-vi-yo-yummmmm!" Ali Deniz'in özrü bu sevgili okur, "Seviyorum" dersin olur biter, al sana özür :))
********
Bazı kelimeleri tam söyleyemiyor. O zaman da anlayamıyorum, tekrar tekrar söylüyor ve ben yine anlamıyorum. O zaman beni aşağıya, kendi hizasına çekiyor, yaklaşıyor kulağımın dibine, bağıra bağıra söylüyor aynı kelimeyi, sanıyor ki ben onu duyamadığım için anlamıyorum ;) Dilerim tez vakitte her dediğini anlar/anlatır duruma gelirim-geliriz :) 
********
Keçelere mola! Gelsin motifler, orlon ipler, kalın tığla, geniş geniş, rahat rahat, sakince, huzurla, misler gibi, eski zamanlara gidip gelerek, te ilk gençliğine, o zamanlardaki yaptığın dantellerin örneklerini tek tek hatırlayarak, zevkle, aşkla :)  
Bardak altlıkları yapıyorum en çok motiflerle, evde takımı tamamladık çok şükür :) Öyle deme ama sevgili okur, çok işe yarıyor :) Dur ben anneme yaptıklarımı da takıma tamamlayayım :) 

Alttaki çiçekleri yapmış, bir keseye koymuşum daha önce, unutmuştum bunları yaptığımı, kim bilir ne düşünüp yapmışım. Dün akşam bulunca öyle çok sevindim ki, çünkü tam da böyle çiçeklerdi yapmak istediklerim... 
Ortalarına böyle böyle güller, çiçekler ve bir minik top ekledim ;) Tastamam oldular böylece. Şimdi bunları çanta üstüne yerleştirmesi kaldı. Bak bakalım beğenecek misin?


TIĞ İŞİ MOTİFLER
(Bu ortadaki çiçekleri de o Üsküdar'daki hobi dükkanından minik buketler halinde alıyorum ve öyle çok şeyde işime yarıyor ki! Geçen posttaki yorumlarda desenli keçeleri nereden aldığımı sormuşsunuz ya, al kağıdı kalemi eline anlatıyorum şimdi dükkanın adresini, yol tarifini, yaz bi güzelce :)
BELSU dükkanın adı
Üsküdar İskelesi'nden tarife başlıyorum. Vapurdan indin, vur kendini Üsküdar'ın içerilerine doğru, dümdüz git o caddeden Ahmediye'ye, orda perdecilerin sokağını sor, cuma pazarının kurulduğu sokak aynı zamanda. Gir sokağın içine içine, ilerle, hemen ilk sağdaki sokağın köşesinde göreceksin. Ordan alırsın desenli keçelerini, böyle minik çiçekleri, envai çeşit kumaş, etamin kumaşı vs. hepsini ;) Selamımı söyle e mi İlkay Hanım'a :)  

Çiçeklerimin ilk hali böyleydi... 

Nasıl güzeller di mi ve işlemesi nasıl da kolay aynı zamanda ;) 

Sence şöyle mi yapsam???
(Bu çantaya dikmeyeceğim de, sana göstermek için koydum böyle!)

Yoksa şöyle mi?
Yok yok, ben bunların dördünü biraraya getirip, buket yapayım, saplarını işleyip, ucuna da bir kurdele ;) Dur ben öyle yapayım en iyisi ve sana da göstereyim bir dahaki posta...

TIĞ İŞİ MOTİFLİ BARDAK ALTLIĞI
Bak bu seferki model değişik :) 

TIĞ İŞİ MOTİFLİ BARDAK ALTLIĞI
Bu bildiğin klasik modelim ;) 

İKİSİ BİRLİKTE 
 Hafta sonu Tuzla'dayız, annem de geldi Elif'e, biz de bu akşam gidiyoruz, pazar döneriz inşallah. Hafta sonu iplerimi de alacağım yanıma, yine yapacağım, becerebilirsem inşallah başka modeller de ;) Bir de arkadaşım için iki tane lavanta kesesi yapacağım ;) Elbette etaminden :)
Bebek görmeye gidiyoruz Tuzla'ya. Hani Yalova'da isimlik yapmıştım ya, hani göstermiştim sana, kuzenimin kızı Zeynep bebek için, işte onu görmeye gidiyoruz :)

KEÇE CUPCAKE
Kestim tek tek bunları, itinayla :) Şimdi düşünüyorum ne yapsam diye, öyle çoklar ki, tam 40 tane çıktı bir parça kumaştan, baştan pahalıymış gibi gelse de aslında gayet ucuz desenli keçeler :)


GS LOGOLU ÇANTA
(DÜKKAN'DA) 
Fatih'in çantasının son hali de işte böyle :) Arkası kırmızı ;) 


İYİ TATİLLER SANA SEVGİLİ OKUR :)
MUTLU CUMALAR...
KEYFİNCE GEÇSİN HAFTA SONUN VE SEN YİNE EV İŞLERİNDEN AZADE OL İNŞALLAH :)

2 Nisan 2013 Salı

YASTIK YAĞMURU-KAHVELİ BİR KURABİYE EŞLİĞİNDE...


En önce Ali Deniz'in yatağının üstü boş, çocuğumun hiç yastığı yok diye bi yastık işledim motiflerle, annem yastık haline getirdi ama henüz alamadık...

Sonra benim bayıldığım kokinalar, yılbaşı çiçekleriyle süslü bu güzelim yastık çok uzak bir memleketten geldi, gönlü zengin dostlar eliyle ;) Benim makam koltuğuma yerleşti, dayıyorum sırtımı şimdi, yok yastığa değil, dostluğa... ;)


 Sonra madem benim yaptığım köyde, daha gelmesine de epey var diye Ali Deniz'in yatağının üstüne bu kedili yastığı aldık Mudo'dan...
 Ertesi hafta gidince de bunları gördük bu sefer ve "Güzel olur uzun yastığın yanına, hem bunlar da pisili" dedik, bunları da aldık...

O kare kedilileri alırken yanında bir de bu yastığı görmeyeyim mi, bayılmayayım mı, salona da ne güzel olur diye bir de bunu almayalım mı ;)
 Yastık hikayelerinin sonu (şimdilik!) bu minik yastık, hediye çekilişinden gelen Burcu Hanım'ın ördüğü yastık bu da :)  Ali Deniz'in odasında yerini buldu...
Ne demiştim;, "Ali Deniz'in odasında hiç yastık yok!" mu? Gökten yastık yağdı bize ;)
************
Dün akşam kahveli kurabiye yaptım, tarifi de sevgili Ülker'den aldım, o da bir başkasından, bir başkası da bir başkasından mı bilmem :) Tarifini yazmayayım, şuradan bakabilirsiniz, ben de aynen yaptım ama kahveyi azcık eksik koydum, bir de kendimi azcık tarçın koymaktan alamadım :) Yalnız bir dahaki sefere ceviz büyüklüğünde değil de fındık büyüklüğünde yapmam lazım ki, tepsi de bunca yayılıp, kocaman olmasınlar... Kurabiye değil de bisküvi gibi oldu sanki, Nehir çok sevdi ve dedi ki "Anne çok güzel bunlar, sen bunlarla meşhur olursun" :))) Oldum ki, yazdım ya buraya, şu andan itibaren meşhurum ben :)))

Kahveli Kurabiye
Böyle üstüste dizdim çünkü, bunları böyle şekilsiz görünce, aklıma çocukluğumuzdaki dokuz taş oyunu için bulduğumuz yassı taşlar geldi ;) 
Hafif, kuşlar gibi hafif bir "püskevit" için bir deneyin bence ;))

*********
Yüce Rabbim, hikmetinden sual olunmaz ama, karayeli yarattın, poyrazı yarattın, meltemi yarattın da peki lodosu niye yarattın ;( İki gündür bitmeyen başağrımın sebebisin lodosssss :( Sevmiyorum seni hiç....


BONUSSSS

23 Mart 2013 Cumartesi

"HER TELDEN ÇAL PANOSU" :)

İNTERDİSİPLİNER PANO :)))
 Şükürler olsun bininci projem de bitti :)) Evet, haklısınız nesi proje bu yaptıklarımın ama böyle diyince pek bi ciddiye alıyorum yaptığım işleri, hepsini mühim bir projeymiş gibi düşününce, o muameleyi yapınca, kendimi de inandırıp, ön çalışmasını, fizibilite çalışmasını falan gerçekleştirince bi bakmışsın en kıytırık işin bile oluveriyor "Proce" :)))
Bu öğlen itibariyle bitti panom, tabii sabırsız ruhum dayanamadı, derhal çerçeveciye gitmemi buyurdu, gittik, yaptırıverdik, sarı paspartu alakasız olur dedim baştan  ama çerçevecideki bütün paspartu tonları pasteldi, bana lazımdı canlı bir renk, fena da olmadı sanki, çerçeve renginde bir müddettir tercihim hep beyazdan yana :)  Ben çok sevdim bu panoyu disiplinler arası diye midir nedir, ne maharetim varsa sergiledim, etaminden, keçeye, dikişe, stiğkır aşkıma varana, ne varsa koydum bu panoya, bir nevi görmemişin panosu olmuş misali :)
Geçen postta da söylemiştim, büyüklük-küçüklük oranları sıfır bu panoda, ördek bi ayak darbesiyle kuşevini, posta kutusunu deviriverecek gibi di mi :)) E hadi ona da uyduruverelim bi kılıf, gerçeküstü çalıştım bir nevi Dali misali ;) Mantık yok, varsayın ki bu minik ördek "Güliver Devler Ülkesi'nde"den fırlamış gelmiş  bizim bahçeye :)
Neyi beğendiniz en çok bi samimi söyleseniz bana, hayır bilirsem siz milyonların fikrini, sanatsal kariyerime o yönde devam ederim belki :))))
Ben en çok sizin ayrıntılarını çok göremediğiniz o minicik kelebeği, kelebeğin parıltılarını ve rengarenk balonları (ki tek tek içleri elyafla dolduruldu) sevdim, elbette hepsinden çok ağacın arkasına saklanmış balon tutan kızımın elini ;))


 Motifle yaptım çiçekleri, ortalarına da birer boncuk, oldu mu sana çiçek bahçesi, diğer çiçekler  ve ağacın alt kısmında gözüken pembe kedi de Nehir'in telef olan tokalarından panoya kısmet olanlar :)
O minik uğur böceği yaklaşık on kez falan söküldü evin bücürü tarafından, ben yapıştırdım, Ali Deniz sökmelere doyamadı,  Allahtan Nehir'in odasında yükseğe asıldı ;)
Azcık daha ayrıntılı bakın diye bunlar da ;) 
Böyleyken böyle arkadaşlar, dediğim gibi ben hane halkının en çok da sahibi kuzunun bayıldığı bu panoyu tamamlamanın haklı gururu içerisindeyim ;)
Şimdi huzur içinde sınav kitaplarımı alıp ders çalışmaya başlayabilirim, bir müddet böyle büyük bir proje beklemeyin benden sevgili okur, sınavlarda bu kez o-mo-kara-do istemiyorum zira ;)

MUSMUTLU PAZARLAR OLSUN

BU ÇOK TAZE BİR BONUS, BU AKŞAMDAN ;)

Panonun sarı ördeği bu bonus sana :) İlhan İrem senin için söylüyor "Sazlıklardan havalanan bir ördek gibi sessiz"


9 Mart 2013 Cumartesi

BİZİM CEPHEDE YENİ BİŞEY YOK, MOTİFLERE VE KEÇE KALPLERE DEVAM...

Hobi odam yok, hobi dolabım da yok, e hobi kutum var ama :) Bütün malzemelerimi doldurdum içine, çok ama çok kıymetli bir kutu bu, o nazarla bakın lütfen ;) Azcık karışık oldu baştan
Ama sonra Migros'ta bu kutuyu görünce üstüne atladım, yukarıdaki kutunun içine koymak üzere Nehir tarafından yerliştirildi gözlere itinayla bütün malzemeler, kurdeleleri tuturmak için de Nehir'in stikırlarından faydalanıldı :) Çok güzel yerleştirdi kuzum, geçenlerde de dolmanın kabaklarını o doldurmuştu, büyüdü mü ne? Annesine yardım eden akıllı kuzum benim :)


Bu motifleri yaptığım iplikler tam 11 renk, 11 ayrı ton, yani bu da bi dünya motif demek, pembeyi alıyorum, mor bağırıyor "Beni almadın" diye, moru alayım diyorum, yeşilin hatrı kalıyor :) Zor işim çok zor...
Toplamda 4 oldular, ikisi başka bir evde, mis kokulu çayların altında şimdi ;)
Bu örneğin adı "Hanım dilendi bey beğendi" imiş, çok merak ettim hikayesini, bu motife bu adı kim, neden vermiş ki acaba?
Devam edeceğim tığ işine, çünkü benim için Şekil A'da görülen Ali Deniz faktörü nedeniyle en kolay yapılabilecek iş bu gibi şimdilik, keçeyi elime alıyorum, başlıyorum en büyük en keskin makasımla kesmeye, hoop makas Ali Deniz'in eline geçmiş bile, evde ne kadar kesici, delici alet varsa almak istiyor, almakla kalmayıp, bir de koşturup, zıplayıp duruyor,  aparttayız her daim, elindeki kaçıralım, alalım, yok edelim niyetiyle...
Kitap ayracı mı dediniz??? Yanıldınız ;) Bunlar kitap ayraçlarından bir gömlek daha büyük, kullanım amaçları da farklı hem... Kitap ayraçlarını gören dostlardan biri dedi ki, kartvizitlik olsa, bir de cüzdan ;) Oldu netekim, aynı kitap ayracını yapar gibi yaptım ama bunların içine gizliden çıtçıtlar koyacağım, gözükmesin diye de misinayla itinayla dikerek ;) Nakışlı yapayım dedim bunları da, minicik çiçeklerimi kondurdum ;) Keçeyi keserken önce kalıbı yerleştirip sabunla geçiyoruz etrafını, sonra keskin makasla güzelce kesiyorum sabunun izinden, o zaman kaymıyor, yamulmuyor, düzgünce oluyor (bunu bana öğreten öğretmenime selam olsun ;)
Bu kalplerin ve aşağıdaki isyankar yeşil kalbin sahipleri iyi yürekli insanlar beğendiniz umarım ;)

Aldanmayın yukarıdaki fotoğrafın renklerine, burdan bakın bir de, mor ama tam, kırmızı ama tastamam :)
Yaprağını lalenin yaprağı gibi yapabilmişim :) Herşey tesadüf, hiçbiri bile isteye değil, o yüzden hepsi birbirinden farklı çiçeklerimin, hepsi zarif hepsi kibar ama, tek ortak noktaları bu :)
Yeşil yapayım dedim bir de, e bu yeşil çok acı, yeşile en çok ne uyar, e güzelim pembe uyar, "Seni pembe açar yeşilcim" dedim ve işlediğim motifi iliştiriverdim, motifi de kafadan attım :))) Yetmedi, yeşil yine bağırdı, "Pembe güzel ama biraz daha lazım bana, bi düşün bakalım, ne yapabilirsin daha daha başka?" dedim ki "E kenarlarını da pembe boncuk geçersek huzura erer misin yeşil?"  Erdi, vallahi de billahi de erdi :)
Yakından da gösteriyorum ki her yaptığımı, niyetiniz varsa, inceleyin, kopyalayın, aynısını yapamazsınız elbet, daha güzelini yapıverin diye :)

:)) Çok güldüm bu manzaraya bu sabah, Nehir hanım, hayvanlarını köprüden geçirip, okula götürüyormuş :))) Allah zihin açıklığı versin ;)
Şekil A: Tornovida elinde Ali Deniz, tamir ediyor atının kornasını ;) Az önce de kapının kilidini ;) 


Tatlı kabağı alın bir dilim, tıpkı bizim yaptığımız gibi yarısını sebze çorbasına katın, çeyreğini keke, kalan diğer çeyreğini de mücvere rendeleyin, turuncuya bulanın tez vakitte, vitaminlenin, canlanın, bahar çarpmasın sizi ;) 

Meraklısına bir de not: Sınav sonuçları açıklandı, ortalamalara bakarak 5 dersten geçtim bir dersten kaldım şükürler olsun-bu şükür elbet geçtiğim derslere, zira çok daha kötüsüne hazırdım ;)-, söz veriyorum ikinci dönem ders çalışacağım (Allahım sen mahçup etme yarabbim ;)




Bu bonus Lazca bir bonus :)
Yukarıdaki pembesini isteyen Yeşil ile Filiz'e... 

3 Mart 2013 Pazar

SAYALIM ÖYLEYSE: MOTİFLİ KIRLENT- BARDAK ALTLIĞI-DOLMA VE İNSAN PSİKOLOJİSİNE ETKİSİ...

E bu proje de nihayete erdi ;) Sıradakiiii :))
Şükürler olsun motifler bitti, azcık uzadı, araya pek çok minik iş girdi. Tam motifleri bitirdim, sıra birleştirmeye geldi ama olmadı, biten motifler zor birleşirmiş arkadaşlar, tecrübe ettik öğrendik, tığla birleştireyim dedim ama çok kaba oldu birleşme yerleri : (Evet Sevdiye'cim sen haklıydın ve evet aklın yolu birmiş) Yaptığım motiflerin son sıralarını söktüm ki birbirine ekleyeyim, tam onlar da bitti, eklendi, bitti mi diye bakarken, e baktım ki küçük olmuş, e o zaman eninden ve boyundan birer sıra daha ekledim ve geçtim kenarını yapmaya, tam bu aşamadayken annem geldi, dedi ki "Sen uğraşma yastık yapmaya ver sen bana, ben köyde satenin üstüne dikerim bunu, arkasını kafes de yaparım, içini de doldururum, bitirince alırsın" :)) E güzel bir teklifti, atladım üstüne tabii ;)
Köye doğru yollandı bizim kırlent taslağı ;) Şimdilik böyle yastıkmış havası verip fotoğrafladım ama değil ki ;) "Numara yap bakiyim taslakçım, seni bi fotoğraflıyim" dedim, sağolsun kırmadı beni ve verdi pozunu :)))




Motifli Kırlent (numaradan :)
KÖPÜŞ UYKUYA HAZIR :)
Bu sevimli köpeğin adı KÖPÜŞ :) Nehir'in son favorisi, bütün o Sinoks, Minoks ve tüm diğer tüylü, minik oyuncakları unuttu, varsa yoksa Köpüş artık ;) Gittiğimiz her yerde mutlaka bir de Köpüş ;) Her gün okula götürebilmek için izin almış bi de öğretmeninden, sabah erkenden kalkıp okula yollanıyor-ki Nehir'e kalsa çok iyi bir şey okula gitmesi çünkü dersleri öğreniyormuş onunla birlikte, fena mıymış? :))
Akşamları böyle özenle yatırıyor, bütün hane halkının "iyi geceler" demesi emriyle, sabah ilk iş de tabii Nehir'den önce Köpüş'e bi Günaydın ;) Yemek yedirilmeli, suyu mutlaka verilmeli, arada masal anlatılmalı, yetmedi bir de sevgi gösterileriyle öpülmeli yumuşacık yanağından, e yapıyoruz tabii canı gönülden ;)
Şu üstündeki mor örtü, piknik örtüsü, anlatmıştım size hikayesini, bilmeyenler için tam şuraya lütfen :) Bilseydim bu kadar ulvi bir göreve hizmet edecek bu örtü sonunda, didişip durmazdım kendimle ;) 
KÖPÜŞ'ümüzü bize bağışlayan daha doğrusu kızıma dünyaları bağışlayan candan dostlara  yürekten TEŞEKKÜRLER :)

Bu kırlentten sonra bana bir heves gel, ne yapsam bu motiflerle daha daha diye düşün,  bi beyin fırtınası yap, sonra başka güzel iplerle ve bu motifin büyüğüyle bardak altlığı yapayım dedim, çok sevdim bu tığ işini, daha da bırakmak, bir çanta dolusu ip var, bu tonlarda tam 11 ayrı renkte :) Yapar dururum artık, akşamları,  kah iki renkli, kah üç renkli, kah da rengarenk, o günkü ruh halime bağlı artık ;) Elbette bir de paşa gönlüme :))
Bardak altlığı-ama motifle ;)

Bu minik kuşa vuruldum, hafta sonu Mudo'da görür görmez dedim ki "Sen bize lazımsın, lütfen benimle gel" geldi sağolsun :)) Bir de güzel poz verdi üstelik, güzellik kattı motiflerime ;) Hoşgeldin minik kuş, sefalar getirdin ;)


Bütün bunlar bir yana, başka bir şey var ki yaptığım, bunlara on basar :)) Dolma yaptım arkadaşlar, ama etli, ama yaprakla ama hem de kabakla, ama hem de nakışlı, hem proteinli, hem vitaminli :)) Çok şey yaptım yani ben bugün, bu dolmayla  bir başka havalar geldi bana, kendimi çok ama çok mühim saydım, oldun kızım sen artık dedim :) (Elbette sadece dolma konusunda, yoksa haşa!) Çocuklarını çok sağlıklı besleyen, süper bir kadın havaları geldi ki, eminim yapsanız size de olur, hatta depresyonun kıyısından bile alır insanı bu güzelim dolma :))) Psikolojik bir etkisi var mutlaka, yemenin yanında yapmanın verdiği hazla, dersiniz ki benim gibi "Bunu yapan neleri yapmaz ki, yürü be kızım" :)))
Şa-ha-ne-yim yahuuu, daha ne olsun :))))

MUTLU HAFTALAR OLSUN HEPİMİZE....




Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.