Ayva Tatlısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ayva Tatlısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2014 Perşembe

Ayva Tatlısı Eşliğinde Sohbet...

Ayva Tatlısı yaptım dün akşam :) Senede bir ancak yapıyorum zaten ama çok da güzel bir tatlı aslında, niye daha sık yapmıyorum ki? Yapayım, temam temam...
Eski tarifimle yaptım yine :) Azcık çılgın azcık tuhaf bir tarif tamam ama garantili de yani sevgili okur, haksızlık etmeyelim. Tam uyarsan tarife gör bak ne güzel bir tatlı çıkacak ortaya :) 

Mutfakla aram çok yok aslına bakarsan, senin de şahit olduğun üzere mutfakta harikalar yaratamıyorum ve zaman zaman-yok çoğu zaman- basit, az vakit alan, azcık uyduruk yemekler yapıyorum. Misal tava böreği, patatesli yumurta, mücver gibi yemekler, yanına ilave bir yine  uyduruk yemekle öğün olabiliyor bizde. Misal tarhana, makarna, pilav vs. gibi... Rahatsız mıyım peki bu durumdan, zerre değilim. Ruhum bazı konularda ziyadesiyle tembel. Saatlerce yemek yapmak istemiyorum, kıymetli vaktimi başka başka işlerle harcamak istiyorum. Ama misal saatler süren aşureyi yapmaya da, sabahtan başlayıp, akşama ancak olan Alman Pastası'nı yapmaya da hiç üşenmiyorum. 
Bir de benim yemediğim, sevmediğim hiç bir şeyi çocuklarıma pişirmiyorum. Bak bundan ziyadesiyle rahatsızım işte. Bu biraz haksızlık onlara. Ama sonra diyorum ki kendi kendime, brüksel lahanasını, brokoliyi, mantarı yememekle ne olur ki, sen de bol bol yedirdiğin taze fasulyeye, kabağa say, onlar da sebze... 
Ezcümle mutfak benim dengesiz olduğum bir alan neticede. Her hafta kendi kendime bu pazar ödevini düzgünce yap, malzemeleri tedarik et, çocuğunun okulda gurur duyacağı bir pasta vs. gönder okula diyorum ama sonuçta yine ortaya çıkan son derece sıradan bir kek ya da kurabiye oluyor :( Gerçi tadları güzel ama niye benim çocuğum boynu bükük kalsın okulda, öbür arkadaşları anneleriyle gurur duyarken, benimki öyle mahçup bakakalsın. :(( Tamam bu hafta sonu için güzel bir planım var sevgili okur, takip et beni ;) 
Eskiden yani bekârken tek başıma takılmayı çok severdim. Sinemaya giderdim, İstiklal Caddesinde çok gezerdim, öyle hovarda takılmak, yemek yemek büyük keyif verirdi bana. 
Şimdilerde çocuklar nedeniyle öyle az ki böyle zamanlarım. Elbette eskisi gibi olmaz, olmayacak da ama her fırsatı da değerlendiriyorum :) Açıköğretim sınavları vardı ya, işte o zaman sabahtan gidiyordum sınavlara, atıyordum kendimi bir güzel pastaneye, pastaları götüre götüre, kah ders çalışıyordum kah gazete okuyordum :) Şimdilerde de yüksek lisans için cumartesi sabahları erken çıkıyorum evden, bir pastanede keyif içinde kahvaltımı edip öyle gidiyorum okula. Yalova'ya mı gittim, ille her seferinde kızlarla buluşuyorum, annem çocuklarla ilgilenirken ben birkaç saat kafama göre takılıyorum. Pazara gidiyorum, bazen sadece Nehir'le "anne kız sır kafe" saatlerimiz oluyor :) Ve ben böyle zamanlarda yenileniyorum, enerjim yükseliyor çok, çok da mutlu oluyorum, e ben mutlu olunca da çocuklar da zaten, kocam da öyle. Zaten bence akıllı olan adam, eşinin mutlu olması için elinden geleni yapar ki bütün aile mutlu olabilsin. 
Niye anlattım bunları, sen de bana söyle şimdi, senin de böyle kendince küçük kaçamakların var mı, tek tabanca takıldığın zamanlar, en mutlu olduğun, keyif aldığın, kendini teneffüse çıkardığın zamanların? Belki kopya çekicem, ne biliyosun? ;)

AYVA TATLISI

******

İMAJ MÜHİM
Ali Deniz de yeni yılda böyle bir imajı uygun gördü kendine çocuğum :) Nasıl beğendiyse bu halini, aynanın karşısına geçip geçip "Anne çok güzel oldum di mi?" deyip durdu. Yaaa çocuğum, hem de nasıl :) 

Semoş'un çekiliş talihlilerinden biri de bendim hatırlarsan, işte ondan geldi bu güzellikler, Ali Deniz takke yapmayı uygun gördü ama aslı aşağıda görüldüğü üzere bir sepet onun :) üstüne çiçeği de ben kondurdum :)
Bir de yılbaşı çelengim var, onu da ofisimin kapısına asıverdim. Nasıl güzel bir insansın sen semoş, yazmışsın ya hani kartta, bilmukabele arkadaşım, ben de seni iyi ki tanımış ve sevmişim :)
Sağol..

ÇEKİLİŞ HEDİYELERİM 
Gördüğün üzere bu postta keçe yok, elişi yok ;) O sepetin içine koyduğum 10 adet cüzdan var ama sana göstermeye hazır değiller henüz, diktim ama süslemedim hiçbirini, bu akşam Aramızda Kalsın'ı izlerken hepsini tastamam edeceğim inşallah :)

Kal sağlıcakla sevgili okur! Muhabbetle...

Not:  Ülkercim, bak şekerim buldum aradığım ağacı :) Pinterest'ten tesadüfen buldum hem de, adı Keçi Söğüdü diye geçiyor. Bak resmine bi ;)

KEÇİ SÖGÜDÜ

28 Aralık 2012 Cuma

AYVA TATLISI (HEM DE KAYMAKLI (: )



Çok ama çok zor durumdayım sevgili okur, bir zamandır kocam kendisi hakkında yazmamı istemediğinden (Anayasal hak, özel hayatın gizliliği, boynum kıldan ince!) herşeyi ulu orta yazmamı istemediğinden ben de vurdum kendimi sanatıma ve mutfağıma :))) Ve şükürler olsun görüyorum ki ilginize mazhar oluyorum bu yolla da :) Bir yandan da ödüm kopuyo, izleyen sayısı 134, tıklanma sayısı 32.545 (Allah nazarlardan esirgesin :)) şaşırırım, şımamırım diye, böyle bir potansiyelim yok gibi duruyor ama "Beşer şaşar!" Allah şaşırtmasın diyelim ve dönelim bugünkü mevzumuza :)
Ayva Tatlısı yaptım, hafta sonu gelecek güzide misafirlerime yapaaktım ama planlar değişti, misafirlik ertelendi, bize yaptım ben de (kocamla bana yani, en büyük parçayı da ona verdim çünkü bana sanatıma yönelmem için fırsat verdiğinden ve ziyadesiyle yardımcı bir koca olduğundan teşekkür manasında)
Ayva normalde çok yenmeyen bir meyve, bizde öyle yani, insanın boğazına takılan, çoklukla tadı pek olmayan (Beşiktaş'ta satıyodu bi adam, ona denk gelsem, onun ayvaları çok lezzetliydi mesela) bir meyve, e böyle tatlı yapıveririz biz de ;)
(Bişey sorucam size, bu aç parantez/kapa parantezlerden sıkılıyor musunuz, ben çok sıkılıyorum da, inşallah sizi de sıkmıyorum :( Ama hep aklıma aç parantezlik birşeyler geliyor!)
Geçen yıl tarifini vermiştim ya size (şuraya bir tık lütfen) orda da yanlış yazmışım avya sayısını 8 yarım diyeceğime 8 ayva demişim :(( Çok pardon, düzelttim şimdi hatamı. Yine aynı tarifle yaptım, yine süper süper süper oldu, kocam da çok beğendi, ben de ve pek fena ama ikişer tane yedik :(


O kaşığı fotoğraftan çıkarmayı unutmuşum ama çok mühim aslında kendisi, neden mi, çünkü o kaşık sayesinde ayvaların göbeklerini çıkarabildim. Kenarları yeni kaşıklar gibi yuvarlak değil, daha keskin o yüzden süper bir göbek çıkarıcı oldu. O kocamın bekarlık kaşığı (atmalara kıyamadığım şeylerden) ama ne çok lazımmış meğersem bize, bilmiş de kalmış bunca zaman, bundan gayrı evimizdeki çatal-kaşık takımının en güzide parçası kendisi...


Yakından görelim bir de, üstündeki kabuk tarçının da güzelliği (Bu arada iki karanfil ve bir çubuk tarçın ziyadesiyle yetiyor, lütfen tarife sadık kalalım arkadaşlar :)) 

 Kaymaklı Ayva Tatlısıııııı, nesin sen yahuuuuu :)))


 Kaşığa bir kez daha selam :))


Bunlar da yeni hazırladığım narlar, biri Elif'in biri de Fahriye Ablamızın :)
Narlara devam, toplu geçit töreni yaparlar yakında size de :)
Ve ayrıca çok memnun oldum yorumlarda gördüm ki, kimsenin bi akrabası, tanıdığı, eşi dostu yok narları böyle böyle süsleyen :)


18 Nisan 2012 Çarşamba

AYVA TATLISI, HAFTA SONU KAHVALTILIĞI, LAVANTA KESESİ VE PAŞABAHÇE'DEN...

Hazır mısın sevgili arkadaşım, hafta sonu yaptığım  Ayva Tatlısı'nı anlatmaya başlıyorum, kendime anlatılmasını istediğim şekilde anlatıyorum sana da, zira herkesi kendim gibi biliyorum ;) Yemek tarifi konusunda ayrıntıya, ama en ince ayrıntıya ihtiyacı olan biri gibi düşündüm seni de ;)
4 adet orta boy ayvayı (ya da dilediğin kadarını ama verdiğim ölçüler bu kadar ayva için, unutma sakın!) yıkadın güzelce gıcırdata gıcırdata, sonra kuruladın güzelce, sonra soydun kabuklarını (atma sakın, koy poşete, at buzdolabına, allah saklasın ama çocuklar ya da sen öksürdüğünde ıhlamurun içine, zencefil, çubuk tarçın, iki karanfil, limonun suyu ve kendisi ile birlikte koyacaksın ki ayva kabuklarını da, şifa olsun ;) ) ortadan kes ikiye, tatlı kaşığını bıçak gibi kullanarak çıkar göbeğini ayvaların (atma sakın onları da, çekirdeklerini kullanacaksın tatlıyı pişirirken, bu tatlı için çoook önemli çekirdekler, çok değerli bişeymiş muamelesi yap onlara da, çünkü ayvaya renk verecekler, tam kırmızı yapamıyolar ama olsun (burda bir not: Kocama dedim ki nasıl olmuş tatlı, "Güzel olmuş ama loğusa şerbeti koysaydın rengi daha kırmızı olurdu" demesin mi! Kal geldi bana, loğusa şerbeti dediği, loğusa şekeri ama nerden biliyosun bunu da be kuzum! Demiştim size, başka türlü bi adam diye, inandınız mı şimdi) Pilav tenceresi benzeri yayvan bir tencereye diz şimdi ayvaları kaplumbağa gibi, üstüne, 1.5 çay bardağı su ekle şimdi (ama çay bardağı küçük boy, eski zamanlarda çay içtiğimizden, misal 10 sene öncekilerden, ajda majda değil!), üstüne serp 2 çay bardağı toz şekerini, 1 tatlı kaşığı limon suyunu, bir küçük çubuk tarçını ve iki adet de karanfilini, serpiştir çekirdeklerini de, en küçük ocağının en kısık ateşinde pişir. Bir saatte pişti benimkiler, demek ki, yarım saat olduğunda pişmeye başlayalı, hooop döndürüyoruz ayvaları ki arkaları da pişsin... Pişti mi yumuşacık oldu mu, aç kapağını soğusun, al başka bi servis tabağına, koy üstüne de şerbetinden, üstüne de bi güzel kaymak (belli zaten onların yerleri, çekirdeklerini çıkardığın yer işte ;) ) üstüne de birkaç ceviz.... DAHA NE OLSUN, AFİYET BAL ŞEKER OLSUN....
Not: Ayvalar çekiyo piştikçe :) küçücük kaldılar...

Sunuma hazır :) Yemeye daha doğrusu...

Haklısınız, ütüsü bozulmuş örtünün :p estetik olmamış bu foto....

Pazar günü, kahvaltıya, cumartesi'den kalan bir bütün ekmeği dilimleyip, bu hale getirdim bir de... Yapması çok  basit (hatta belki blog konusu olmayacak kadar ;) ) ama bizim çok sevdiğimiz bir kahvaltılık, siz de yapıyosunuzdur belki, bilmeyenler için onu da anlatayım mı?
Ekmekleri dilimledik, fırın kağıdı (nasıl bi iyiliktir bu buluş da!) serdiğimiz tepsiye sıraladık, sonra üstlerine (bir ekmek için bu ölçü); 2 yumurtayı çırptık derin bir kapta, 1,5 su bardağı kadar süt, beyaz peynir, kaşar peynir (ya da istediğiniz ve evde olan bütün peynir çeşitlerinden) koyup karıştırdık bir güzel, maydanoz, taze  ya da kuru nane, pul biber (son saydıklarımı ben sadece bize yaptıklarıma koyuyorum, çocuklar yemiyor maalesef) de ekleyip, ekmeklerin üstüne kaşık marifetiyle koyuyoruz güzelce, ekmeklerin ıslanmasına dikkat ediyoruz, daha üstüne de pişmelerine yakın, kaşar  peynir koyuyorum ben ama siz dilerseniz salam ya da sucuk ya da sosis de ekleyebilirsiniz... Çok çabuk pişiyo, amman dikkat yanmasın ;)
Bir afiyet olsun da buna...


Son olarak hafta sonu Ali Deniz'in uyuduğu sürelerde bir de bu lavanta keselerini yaptım Zeliş için... Çok çabuk bittiği için, çok zevkli ve kolay geliyo yapması bana...

Böyleydi size ilk gösterdiğimde...


Sonra böyle oldu ve bir de kardeşi oldu :)

Zeliş'in çeyizini mis gibi kokutsun lavantalar diye :)

Bu da paketlenmiş hali ;)

Paşabahçe'de dolanmayı çok seviyorum, çok güzel şeyler var ama azcık pahalı sanki, bunları çok beğendim bu sefer de...





Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.