in
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe in (in)
Ad
[düzenle]in (belirtme hâli ini, çoğulu inler)
- (primatlar) insan
- (sosyoloji) yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
- Porsuğun ini.
- (yüzey bilimi) mağara
Deyimler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "in" maddesi
Eylem
[düzenle]in
- inmek (eylem) sözcüğünün dilek-emir kipi basit ikinci tekil şahıs olumlu çekimi
Zıt anlamlılar
[düzenle]Almanca
[düzenle]Söylenişi
[düzenle]Edat
[düzenle]in
- [yönelme çekimi ile] -da/-de, içinde, 3 boyutlu hacimler için bulunma belirtir
- in der Schachtel — kutuda
- in der Schule — okulda
- im Fernseher — televizyonda
- [yönelme çekimi ile] -da/-de, ülke, şehir ve benzeri coğrafi bölgelerde bulunma belirtir
- in der Türkei — Türkiye'de
- in Deutschland — Almanya'da
- in Heidelberg — Heidelberg'de
- in einer Stadt — bir şehirde
- im Ausland — yurtdışında
- [belirtme çekimi ile] -a/-e, içine, yukarıda sayılan durumlar için yönelme belirtir
- [yönelme çekimi ile] sonra, -a/-e, içinde, olayın ne kadar zamanlık bir aralıktan sonra gerçekleştiğini gösterir
- in 3 Stunden — 3 saate/3 saat sonra
- in einer Woche — bir haftaya
- Diller için bulunma ve yönelme belirtir.
- aus Türkischen ins Deutsche übersetzen — Türkçeden Almancaya çevirmek
- Bazı fiillerin nesnesini işaretler
- Ich habe mich in ihn verliebt. — Ona aşık oldum.
Açıklamalar
[düzenle]- Bir Wechselpräposition olarak in edatı, hem yönelme hem de belirtme hâliyle kullanılabilir. Yönelme hâliyle kullanıldığında bulunma (Ich bin in der Schule - Okuldayım), belirtme hâliyle kullanıldığında yönelme (Ich gehe in die Schule - Okula gidiyorum) belirtir.
- 3 boyutlu bölgelerde, veya başka içinde bulunulan bölgelerde in kullanmak zorunludur. Binalarda in edatını kullanmak fiziksel ve somut bir şekilde bulunma bildirir (Ich bin jetzt in der Schule - Şu anda okuldayım). Buna mukabil binayla alakalı olan kurumlar, veya başka soyut manalar söz konusu ise an kullanılabilir (Ich studiere an der KIT - KIT'de okuyorum.).
- Yönelme belirtirken zu yerine in kullanmak, çok daha somut olarak hedef binanın içine olunacağını belirtir. Buna mukabil genel olarak yönelmek için zu kullanılır. Özellikle günlük konuşmada zu oldukça yaygındır.
- Postane, banka, belediye binası gibi devlet kurumları için bazen formal konuşmada auf edatı kullanılsa da günümüzde bu kullanımmdan düşmektedir.
- Cinsiyeti nötr olan ülke, şehir ve bölge isimleri -ki Almancada bu tür bölgelerin cinsiyeti genelde nötrdür- artikel olmadan in ile kullanılır. Bu tarz bölgelere yönelme için nach edatını kullanmak mecburidir. Buna mukabil; eril, dişil ve çoğul ülke, bölge ve şehirler için artikel kullanmak mecburidir, ve yönelme için de bulunma için de in kullanılır. Bu tarz bölgelere yönelmek için zu kullanılamaz.
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çağatayca
[düzenle]Ad
[düzenle]- hayvanların, kuvuk, küçük gar ve kuş ve tuyurın mekyan-u yuvası
Felemenkçe
[düzenle]Belirteç
[düzenle]in
Gagavuzca
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: in
Köken
[düzenle]- Eski Türkçe in (in)
Ad
[düzenle]in
Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki
İngilizce
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken
[düzenle]Orta İngilizce in, o da Eski İngilizce in, o da Proto-Cermence *in, o da Ana Hint-Avrupa dili *en kelimelerinden gelmektedir.
Edat
[düzenle]in
- (bir şeyin) içinde, dahilinde, (bir yer) -de.
- I'm living in London.
- She saw the bus in the rear-view mirror.
- (bir şeyin) içine.
- Don't put coal in the bath.
- bir şeyin belirli bir zamanda gerçekleştiğini belirtmek için kullanılır. (sabah, ... yılında vb.)
- They met in 1885.
- bir şeyin ne kadar zaman sonra gerçekleşeceğini belirtmek için kullanılır.
- I'll see you in fifteen minutes.
- birinin duygusal veya fiziksel durumunu, yaşını, işini veya bir şeyin sırasını, yerini vs. belirtmek için kullanılır. (çoğunlukla bir isimden önce gelir)
- They are in love.
- sayısal bir değerin bütüne oranını, yüzdesini belirtmek için kullanılır.
- One in ten people uses this shampoo.
Belirteç
[düzenle]in
Ön ad
[düzenle]in (karşılaştırma more in, üstünlük most in)
- (teklifsiz konuşma) in, moda
- Pastels and light colors are in this year.
Eylem
[düzenle]in
- (eski) içine almak
- He that ears my land spares my team and gives me leave to in the crop. – Shakespeare
Latince
[düzenle]Belirteç
[düzenle]in
Romanşça
[düzenle]Sayı adı
[düzenle]in
Slovence
[düzenle]Bağlaç
[düzenle]in
Kaynakça
[düzenle]- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.
Kategori:
- Türkçe IPA okunuşu olan sözcükler
- Türkçe 1 heceli sözcükler
- Eski Türkçe kökenli Türkçe sözcükler
- Türkçe sözcükler
- Türkçe adlar
- Türkçede primatlar
- Türkçede yüzey bilimi
- Türkçe çekimli eylemler
- Almanca IPA okunuşu olan sözcükler
- Almanca sözcükler
- Almanca edatlar
- Felemenkçe sözcükler
- Felemenkçe belirteçler
- Gagavuzca 1 heceli sözcükler
- Eski Türkçe kökenli Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca sözcükler
- Gagavuzca adlar
- İngilizce 1 heceli sözcükler
- İngilizce IPA okunuşu olan sözcükler
- Orta İngilizce kökenli İngilizce sözcükler
- İngilizce sözcükler
- İngilizce edatlar
- İngilizce belirteçler
- İngilizce ön adlar
- Türkçe teklifsiz konuşma
- İngilizce eylemler
- Latince sözcükler
- Latince belirteçler
- Reto Romanca sözcükler
- Reto Romanca sayı adları
- Slovence sözcükler
- Slovence bağlaçlar