,

Türk Edebiyatı Quotes

Quotes tagged as "türk-edebiyatı" Showing 1-30 of 412
Mehmet Murat ildan
“En iyi din benim dinim değil, en iyi ülke benim ülkem değil, en iyi kültür benim kültürüm değil ve en iyi yaşam benim yaşamım değil şeklinde düşünmeye başladığında gerçeklere daha fazla yaklaşacaksın! Kibir, gurur ve önyargıdan uzaklaştıkça hakikate daha fazla yaklaşacaksın!”
Mehmet Murat ildan

“Güvendin değil mi? Bilmeliydin, emrindeki Germiyanlıların yanımdaki beylerine geleceğini. Bilmeliydin, kara tatarların yanımdaki soydaşlarına geleceğini. Bilmeliydin, Saruhanlıların yanımdaki şehzadeyi seçeceğini. Ve bilmeliydin, ben bu diyarın ve ötesinin en büyük hükümdarıyım. Ben Cengizsoylu oğullara ve torunlara sahip, sahipkıranım. Ben Cengiz'in damadıyım.”
Deniz Canan, Larende'nin Yükselişi

Oktay Akbal
“Sadece kendini düşünmek gereğini duyuyordu. İnsan, mutluluğu ancak kendi eliyle yakalardı. Ya sen, ya başkası! İkisi birden olmazdı. Biri ezilir, öteki ezerdi. Biri sevinir, öteki ağlardı. Biri kaybeder, öteki kazanırdı. Bu, böyleydi. Böyle olması tabiatın işiydi. Kimsenin suçu yoktu. Olsa olsa belki insan olmaktaydı suç. Suç, insan olmakta.”
Oktay Akbal, Suçumuz İnsan Olmak

Behçet Necatigil
“Her Ben,dolaylı bir şekilde Sen'i
anlatış, Sen'den yakınıştır.Ben ben olsam dilbilgisi kitaplarında tekil şahıs zamirini şu sıraya göre düzenlerdim: Sen, ben, o.
Başa Sen gelir, çünkü Ben diye bir şey
yok Sen olmadıkça...”
Behçet Necatigil

Kemal Tahir
“İnsanlar ne yana gitseler, ölümlerine doğru giderler," demişti bir gün Şeyh Edebâli... Salt ölümün yeri, biçimi değişiyordu. Rahat yatağında ölmek... Eşkıya tarafından tutulmuş boğazları zorlarken ölmek, en iyi dostunun pususunda...”
Kemal Tahir, Devlet Ana

Kemal Tahir
“Siz Cumhuriyet çocukları, ‘Gözümüzü zaferde açtık,’ avuntusundasınız. Şimdi umulmaz yerlerde beklenmez yenilgilerle karşılaşınca apışmayın! Biz, Batı’yla er geç, ister istemez hesaplaşmak zorundayız! Bunu gerçekten yapmadıkça, Batı’ya hizmet teklif etmekle belayı başımızdan defleyemeyiz”
Kemal Tahir, Yol Ayrımı

Günhan Kuşkanat
“Hiçbir yere açılmayan kapılardık biz, birbirimize kapandık, çoğalamadık azaldık hep...”
Günhan Kuşkanat, Kış Leylekleri

Abhijit Naskar
“Cesaretim Sensin (Bir Aşk Şiiri)

Benim cesaretim sensin,
İnatçılığım sensin.
Benim herşeyim sensin,
Çünkü hayatım sensin.
Kalbimde sensin,
Ruhumda sensin.
Havasız yaşayabilirim,
Çünkü oksijenim sensin.
Benim cennetim sensin,
Mutluluğum sensin.
Bir saraya ihtiyacım yok,
Çünkü benim evim sensin.
Bilimim sensin, sanatım sensin.
Benim sabahım sadece sensin.”
Abhijit Naskar, Earthquakin' Egalitarian: I Die Everyday So Your Children Can Live

Mehmet Murat ildan
“Eğer bir parkta gözlerini kapatırsan farkına varacaksın ki etrafında gördüğün her şey aynı zamanda havadadır da çünkü her şeyin bir kokusu vardır ve her koku sisli bir görüntüdür!”
Mehmet Murat ildan

Pelin Buzluk
“Geçmişte kalmış o güzel günleri anımsamak istiyorum ben de. Kendime mutlu geçmişler uyduruyorum.”
Pelin Buzluk, Kanatları Ölü Açıklığında

Kemal Tahir
“Çöken imparatorluk, aydınlarını da, uçuruma beraber sürüklemekteydi. İslamcılığın 350 milyonla sayılan kalabalığı, Turancılığın yüz milyonla hesaplanan uçsuz bucaksız stepleri üzerine kurulan hayaller, Balkan bozgunundan sonra, asırlık baskılarla hadım edilmiş sinirlere, şehvet! bir kımıldama vermiş, dört yıllık kanlı' boğuşma bu bunak sinirleri işte bu bitkin kımıldamanın tam ortasında çekip koparmıştı. Osmanlı aydınları için artık geçmişe sığınmaktan başka çare yoktu ama artık sığınacak geçmiş neredeydi?”
Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları

Kemal Tahir
“Zamanın hâkim sosyal fikri (din) olduğu, herkes servetini, canını, şerefini ona bağladığı halde, onu kurtarıp yaşatalım derken nasıl da kolayca berbat etmişlerdi. İşte, her vesika, her ferman, her kadı mahkemesi hükmü, dini, başka başka kazançlara alet edebilmek için, akıl almaz şeriat hileleriyle dolu.”
Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları

Kemal Tahir
“Birbirleri için en ağza alınmaz yazılar yazdıkları, kalplerini en tamir edilmez yerinden, sanatkâr gururlarından kırdıkları oluyordu. Okuyanlar: “Bunlar artık imkânı yok yüz yüze gelemezler" kararına henüz varmadan, hangisi erken sarhoş olursa hemen ötekine koşuyor, boynuna sarılarak af diliyordu. Kâmil Bey bu cins yazarları, huysuz, şımarık, hastalıklı çocuklara benzetti. İlk zamanlar, bunların arasında, kendisini ruhça ve bedence sıhhatli bulduğu için bir acayip utanma duydu”
Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları

Kemal Tahir
“İstibdat demek eşitsizlik demektir. Alçak isibdat! İstibdat yalnız birkaç kişinin değil, bütün milletin geleceğini söndürür. İstibdat Allah’ın bir mutlu bağışı olan dillere kilit vurur. İstibdat alçaklara, yiğitleri ezdirir. Dedelerin kanlarıyla sulanmış bunca ülkelerimizin elde çıkması istibdadın yüzünden... Evet... Her kötülüğün kaynağı istibdat değil midir? Aklımız her şeye ererken bizi fenlerde bilgilerde geri bırakan istibdat değil midir?”
Kemal Tahir, Esir Şehrin Mahpusu

Kemal Tahir
“Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek, ayılara yem olmayı başından kabullenmek demektir.” Elinin tersiyle Naîmâ Tarihi’nin cildine yavaşça vurdu. “‘Köprüyü geçene kadar ayıya dayı derler,” sözü, su katılmamış Osmanlı sözüdür... Osmanlıların, tarihleri boyunca iki karışlık köprüleri bile neden geçememiş olduklarını bundan daha iyi anlatan bir başka söz yoktur. Osmanlı, hiçbir zaman, ayılara dayı demeden köprü geçmeyi göze alamadı. Bugün bile, İstanbul’un politikacıları Ankara’yı, ayılara dayı demediği için yadırgıyorlar.”
Kemal Tahir, Esir Şehrin Mahpusu

Kemal Tahir
“Kâmil Bey, gazeteyi gönülsüz gönülsüz alıp yatağın önüne oturdu. Ne zaman bu pis gazeteyi okumak zorunda kalsa, ellerinin kirlendiği duygusuna kapılıyordu. Sanki kâğıdı pisliktendi. Bu pislik, Türkçeye işleyerek insanın beyninin içini bile kirletiyordu.”
Kemal Tahir, Esir Şehrin Mahpusu

Kemal Tahir
“Bütün saplantılarımız korkularımızdan geliyor. İnsanoğlu, deli değilse, korkar mutlaka... Saplantılarımızdaki korkunun bize saçma görünmemesi, yüz binlerce yıldan arta kaldıkları için... Bunlar, gerçek sebeplerini yitirdiğimiz korkuların tortusu…”
Kemal Tahir, Yol Ayrımı

Kemal Tahir
“Bence bu dünyada, anasından köle doğmuş insanlar var... Çerkeslerin ‘köle soyu’ dediklerinden değil... Ben köle ruhlu doğanları söylüyorum. Bunlar ikiye ayrılır: Köle yaşayıp köle ölenler... Köle oluşlarından faydalanarak, ilk fırsatta öteki köle doğmuşları köle gibi çalıştıranlar...”
Kemal Tahir, Yol Ayrımı

Kemal Tahir
“Boşuna mı söylemiş Osmanlılar, ‘Anlatışa göre fetva verilir,’ sözünü?”
Kemal Tahir, Yol Ayrımı

Kemal Tahir
“Mücadele-i hayattan şu sırrı anladım ki ben
Ölüm bir didinmenin sükûna inkılâbıdır”
Kemal Tahir, Yol Ayrımı

Kemal Tahir
“Aslında halklarına baskı yapan idareler, isteseler bile halkçı olamamış pis idarelerdir. Halkçı olamamak, soygunculuktan, bir de yeteneksizlikten gelir. Ya da soyguncularla, yeteneksizlerle başa çıkamayacak kadar hayvan olmaktan... Bunlar bir de hadlerini bilmeden baskı yapmaya yeltenirlerse bizim millet onları katiyen bağışlamaz. Ayaklanıp tepelememesine aldanmamalı... Baskıcıları er geç bitireceğine güvendiğindendir. Tarihimizde bunların iflah olmuşu hiç yoktur. Rezillikle gitmişlerdir. Hepsi de mutlaka kendi pisliklerinin içinde boğulmuşlardır.”
Kemal Tahir, Yol Ayrımı

A. Ali Ural
“Sevgili Dost,

Birileri tarafından sürekli izlendiğini düşünmek bir delilik belirtisidir de biri tarafından izlenildiğini düşünmemek neyi belirtisidir?

Sevgili Dost,
Allah her şeyi bilir.”
A. Ali Ural, Posta Kutusundaki Mızıka

Günhan Kuşkanat
“Biz, göçememiş leylek artıkları, na şu baltalanmış ağaç kadar sessiz soğuttuk acımızı. Yaralarımız üzerimizde kurudu. İsyansız alışıverdik onlara da. Eski acılarımızın, pişmanlıklarımızın yaşadığı bu tanıdık sokaklarda, kendimize mahcup taşıdık yeni yaralarımızı, unutmak isteyip unutamadık.”
Günhan Kuşkanat, Kış Leylekleri

Didem Madak
“İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!”
Didem Madak, Ah'lar Ağacı

Abhijit Naskar
“Tolerans değil, ​akseptans ihtiyaç vardır.”
Abhijit Naskar

Ahmet Hamdi Tanpınar
“Fakat kelimeler böyleydi. İnsanın doğrudan doğruya kalbine veya gözüne, yahut kafatasına gelmezlerdi. Düşünce denen o acayip ve gizli şeye, o jelatin yığınına isabet ederlerdi. Onun için birdenbire öldürmezler, bir daha kaybolmamak, sizi bırakmamak için oraya gömülürler, oradan yavaş yavaş gizli ve açık, sizi zehirlerlerdi.”
Ahmet Hamdi Tanpınar, Aydaki Kadın

Ahmet Hamdi Tanpınar
“İnsan insana tahammül edemez. İnsan insana muhtaçtır. İnsan insana yüklenir, insan insanla yaşar. Bütün felaketimiz ve tezatlarımız burada. Daima birbirimizle haşır neşiriz ve birbirimize bir türlü tahammül edemeyiz.”
Ahmet Hamdi Tanpınar, Aydaki Kadın

“SEYELAN

Limon çekirdeği misali çıkıntıyız
İçimizde bir ağaç saklasak da
Toprakla buluşamayınca ne fayda.
Limon çekirdeği kadar aklımız
Sevmekten bile sıkılırız.”
Tarık Alptekin, Âlem Olan Kelimeler

Ahmet Hamdi Tanpınar
“Her şey değişebilir, hatta kendi irademizle değiştiririz. Değişmeyecek olan, hayata şekil veren, ona bizim damgamızı basan şeylerdir.”
Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur

Hüseyin Rahmi Gürpınar
“İnsan herhangi bir konuyu anlamak isterse, kitabına başvurarak merakını gidermeye çalışabilir. Fakat böyle öğrenmek arzusunda olmadığınız birtakım karmakarışık malumatı zihninize zorla doldurmaya kalkarlarsa sıkılırsınız.”
Hüseyin Rahmi Gürpınar

« previous 1 3 4 5 6 7 8 9 13 14