İçeriğe atla

Müze

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Müze, somut ve somut olmayan kültürel mirası araştıran, ilgili nesneleri toplayan, muhafaza edip sergileyen kurumlar ve sergileme mekanlarıdır.

19. yüzyılda müzeler, ulusun kültür birikimini aktarma, koruma ve teşhir etme görevlerini üstlenen kurumlar haline gelmiş ve dünyanın birçok ülkesinde büyük resmî müzeler kurulmuştur.

Müze tanımları

[değiştir | kaynağı değiştir]

ICOM'un müze tanımı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Müze kavramı, Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından ilk defa 1946 yılında tanımlanmış ve belirli aralıklarla bu tanım yenilenmiştir. 1946 yılında tanım şu şekildeydi:[1]


ICOM Genel Kurulunda 2022 yılında kabul edilen tanım, şu şekildedir:[2]


Kelimenin kökeni

[değiştir | kaynağı değiştir]
Dokuz müz

Müze kelimesi, Yunancada "ilham perilerinin tapınağı" anlamındaki "mouseion"’dan gelmektedir. Yunan mitolojisine göre Zeus ile bellek tanrıçası Mnemosine’nin kızları olan müzler (veya musalar), dokuz kız kardeştir; her biri farklı bir sanat dalının ilham verici perisidir.[3]

Antik Yunan'da, müzler ile ilişkilendirilen doğal ortamlar, örneğin kuşların şarkı söylediği yerler, kutsal kabul edilirdi. Müzler'in orada bulunduğuna inanıldığı için bu kutsal yerlere zamanla bir sunak ya da küçük bir tapınak inşa edilmiş ve "mouseion" (müze) adını almıştır.[4]

Müzelerin amacı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Müzeler, dünyadaki geçmiş ve mevcut uygarlıkların bilim ve sanat ürünleri ile yeraltı ve yer üstü zenginliklerine dair örnekleri saklamak, korumak, sergilemek, ziyaretçileri bilgilendirmek ve onlara ilham vermek amacıyla oluşturulan kurumlardır.

Müze ziyaretçileri, sergilenen nesnelerin anlam ve önemi konusunda müze rehberleri tarafından bilgilendirilir.

Antik çağda müzeler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Müze kelimesinin kökeni olan "mouseion" adlı yapılar, Antik Yunan kültüründe esin perileri musalara adanmış tapınaklardı ve aynı zamanda insanlar için düşüncelere dalınacak bir yer, bir felsefe kurumu idi. Tek sunaklı basit yapılar olan mouseion'lar, Helenistik Çağ ile birlikte önem kazanan büyük merkezler haline geldiler.[5]

Helenistik dönemin en önemli kenti olan İskenderiye'de MÖ 306 – 285 yılları arasında saray bahçesinin ortasına museion (müze) yapılmıştır. Çevresinde kitaplık, amfiteatr, gözlemevi, yemek ve çalışma odaları, botanik ve hayvanat bahçeleri yer alan museion, hem üniversite hem akademi hem de manastır niteliği taşıyordu. Yunanistan' ın ve doğu ülkelerinin eski ve yeni sanat yapıtları burada toplanır, belgelenir ve korunurdu. Bu nedenle İskenderiye Müzesi, koleksiyon toplayan, koleksiyonunu muhafaza eden, aktaran, özgür düşünce ve ifade ortamı oluşturan ve bunu halka açık şekilde yapan bir kurum olarak günümüzdeki müze anlayışının temelini oluşturmuştur. İskenderiye'den sonra Bergama, Antakya, Roma ve Atina’da müzelerin kurulduğu bilinmektedir.

Koleksiyonculuğun yaygınlaşması

[değiştir | kaynağı değiştir]

Müzelerin temeli olan koleksiyonculuk faaliyetleri, Antik Roma kültüründe onur verici eylemler olarak görülmüştür.[5] Buldukları her ganimeti Roma’ya taşıyıp tapınaklara sunan Romalı komutanlar zamanla ganimetlerin bir kısmını saklayarak kişisel koleksiyonlar oluşturmaya başlamışlardır.

Haçlıların ülkelerine götürdükleri bu at heykelleri gibi ganimetler, müze kültürünün başlamasında etkili oldu.

Orta Çağ'da tapınaklara ve dinsel törenlerle ilgili kutsal yerlere hediye edilen veya adak olarak bırakılan çeşitli objeler ve eşyalar koleksiyonların temelini oluşturmuştur. Haçlı Seferleri döneminde ganimetlerin "güç" sergilemek üzere Haçlılar tarafından kutsal alanlara ve saraylara getirilmesi, müze kültürünün başlamasında etkili olmuştur.[5]

Nadire kabineleri, kamuya açık müzelerin temelini oluşturmuştur.

Rönesans döneminde, yeni arayışların yanı sıra araştırmalar ve yayınların artması sonucu bilim ve sanatta hızlı bir ilerleyiş gerçekleşmiş; koleksiyonculuk da buna bağlı olarak gelişmiştir. Bu dönemde, şahsi koleksiyonlar olan nadire kabineleri üst sınıflar arasında yaygınlaştı. Koleksiyonculuk merakı, 16. yüzyılın başında bütün dünyada yayılmış, toplanan eşyalar daha sonra müzeler için malzeme oluşturmuştur.

16. yüzyılın ortalarında “müze” sözcüğü ilk defa İtalya'da Medici ailesine ait bir koleksiyonun tanıtılmasında kullanılmıştır. Yine bu yüzyılda sanat eserlerinin korunduğu ve sergilendiği müze ve galeriler kurulmaya başlanmıştır. Bir İngiliz koleksiyoncunun topladığı eserleri Oxford Üniversitesi'ne bağışlaması ile 1683 yılında bir İngiltere'de modern anlamda ilk müze (Ashmolean Müzesi) kurulmuş oldu.

Koleksiyonların halka açılması

[değiştir | kaynağı değiştir]

18. yüzyıldan itibaren, kraliyet koleksiyonları kamuya açılarak müzelere dönüştü. 1746 yılında Fransa Krallığı’nın sarayında toplanmış olan tarihî sanat eserlerinden genel bir koleksiyon yapılmış; eserlerin halka gösterilmesi düşüncesi ortaya atılmıştır. 1750 yılında Lüksemburg Müzesi kurularak bu düşünce gerçekleştirildi.

Louvre Sarayı, Fransız Devrimi'nden sonra müze haline geldi.

Fransa'da Lüksemburg Müzesi'nin kuruluşundan sonra, 1753'te İngiliz aristokrat Sir Hans Sloane'ın büyük sanat koleksiyonun devlete miras kalması üzerine British Müzesi'nin temelleri atıldı. 1773'te ABD’in Güney Karolina eyaletinde ülkenin ilk halk müzesi olan Charleston Müzesi açıldı. Fransa'da 1792'de Fransız Devrimi ile monarşiye son verilmesinden dokuz gün sonra, halk kraliyet sarayına ve hazinelerine el koydu ve 1793’te Louvre Müzesi hizmete girdi. Louvre Müzesi'ni Madrid, Berlin, Budapeşte, Prag, Münih gibi birçok Avrupa başkentinde önemli müzelerin açılışı takip etti.

Chicago'daki Field Müzesi, 1894 yılında açıldı.

Ulusal müzeler

[değiştir | kaynağı değiştir]
British Müzesi 1850'de açıldığında, İngiliz İmparatorluğu'nun büyüklüğünün simgesiydi.

"Müzeler çağı" olarak nitelendirilen 19. yüzyılda dünyanın birçok ülkesinde büyük müzeler kuruldu. 1874'te dünyanın en büyük müzelerinden biri olan Amerikan Tabiat Tarihi Müzesi, 1880 yılında ise New York Metropolitan Sanat Müzesi hizmete açıldı.

Japonya'da Tokyo Ulusal Müzesi (1872), Avusturya'da Viyana Sanat Tarihi Müzesi (1891), Belçika'da Brüksel Güzel Sanatlar Kraliyet Müzesi (1830), Fransa'da İnsanlık Tarihi Müzesi (1878), İtalya'da Ulusal Müze (1865), Yunanistan'da Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi (1866) gibi çok sayıda müze kurulmuştur.[6]

Bu dönemde kamu müzeleri, ulusu temsil etme misyonu kazandı. Ulusun kültür birikimini aktarma, koruma ve teşhir etme görevlerini üstlenerek ulus kimliği oluşturmada önemli bir unsur haline geldi.[5]

Küresel çağdaş sanat müzeleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

1970'li yıllardan itibaren dünyada küreselleşme olgusunun yaygınlaşması, müze kavramını da değiştirdi. Kültürel mirasın sergilendiği, devlet yönetiminde olan müzeler dışında bazı özel müzeler açıldı. Ulusal kültürün simgesi müzeler, evrenselleşmeye; küresel müze zincirleri kurulmaya ve müzecilik uluslararası dev firmaların faaliyet alanı haline gelmeye başladı.[7]

Bilboa'daki Guggenheim Müzesi, açılışından kısa süre sonra 1 milyon 300 bin ziyaretçi sayısına ulaştı.[7]

Özellikle eski endüstri kentlerinin kültür sektörüne yönelmesi sonucu yeni müzeler kuruldu.[8] New York'taki Guggenheim Müzesi'nin şubeleşerek bir müze işletmesi haline dönüşmesi, özellikle de İspanya'da terkedilmiş bir endüstri şehri olan Bilbao'da 1997'de modern sanat eserlerinin sergilendiği Guggenheim Bilboa Müzesi'nin açılması, müzecilik anlayışında önemli bir değişimi tetikledi.

Türkiye'de müzelerin tarihi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Ülkede müzecilik faaliyetleri 19. yüzyıl ortalarında Ahmet Fethi Paşa tarafından başlatıdı. 1846 yılında Sultan Abdülmecid'in emri ile bazı eski eserler ve eski silahlar Aya İrini Kilisesi'nde toplanmış daha sonra 1868 yılında Ali Paşa'nın sadrazamlığı sırasında kilise ve içerisindeki eserler “Müze-i Hümayun” adı altında ilk müze olarak açılmıştır. Bu dönemde Maarif Nezareti Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde bulunan tüm tarihî eserlerin İstanbul'a gönderilmesi konusunda bir emir yayınlamıştır.

1881 yılında Osman Hamdi Bey'in müze müdürü olmasıyla modern anlamda müzecilik çalışmaları ileri bir düzeye ulaştı. Osman Hamdi Bey 1883 yılında eski eserlerin yurt dışına çıkışını önleyen “Eski Eserler Kanunu” nu hazırladı, Anadolu'daki kazılar bu dönemde denetim altına alındı. Osman Hamdi Bey'in vefatından sonra yerine Halil Ethem Bey atanmış ve bu dönemde Türk-İslam eserlerini içine alan “İslam Müzesi” kurulmuştur.

Cumhuriyet döneminde 1924 yılında Topkapı Sarayı, 1934 yılında Ayasofya müze olarak hizmete sunuldu. Mevlevî Dergâhı ve Mevlâna Türbesi 1926 yılında "Konya Âsâr-i Âtîka Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başladı; 1954 yılında teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilerek müzenin adı "Mevlâna Müzesi" olarak değiştirildi.

Ankara Etnoğrafya Müzesi, Cumhuriyetin ilk müze binasıdır.

Türkiye'de müzecilik özellikle Cumhuriyet döneminde büyük önem kazandı. Bu dönemde bir yandan yeni müzeler kurulurken diğer yandan bazı tarihsel anıt ve yapılar müze olarak kabul edilmiştir. Yine bu dönemde müzecilik ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır.[9]

Mevlana Türbesi, 1926'da müze olarak ziyarete açıldı.

Cumhuriyet döneminde yapılan ilk müze binası Ankara Etnografya Müzesi'dir. Müzenin inşasına 1925 yılında başlanmış ve 1930 yılında ziyarete açılmıştır. 1925 yılında çıkarılan kanunla kapatılan tekke, türbe ve zaviyelerdeki eşya ve eserlerin çoğu müzede sergilenmeye başlanmış, halk yaşamından kesitler sunmak amacıyla törensel ya da günlük eşyalar kullanılmıştır. Diğer taraftan Konya Mevlana Türbesi Atatürk'ün isteği üzerine kapatılmayarak koleksiyonları ile birlikte müze haline dönüştürülmüştür.

Dünya müzeciliğinde görülen özelleştirme süreci Türkiye'de 50 müzenin 2010 yılında özel işletmeye verilmesiyle ortaya çıkmıştır. Şubeleşen müze bulunmamaktadır.[7]

Müzelerin işlevleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Müzelerin işlevleri toplama, belgeleme (arşivleme), koruma (bakım - onarım) sergileme ve eğitimden başlıkları altında toplanır.[10]

Toplama İşlevi

Müzeler koleksiyonlarını, belirledikleri politika doğrultusunda oluştururlar ve müzeye edinecekleri nesneleri bu politikaya göre seçerler. Kolkesiyonlarındaki nesneleri, satın alma, bağış ve değişim yoluyla edinirler.[10]

Belgeleme İşlevi

Müzelerin belgeleme işlevi, topladıkları eserleri belgeleme, kaydetme arşivleme, araştırma ve sistemli olarak sıralamayı içerir

Sergileme İşlevi

Müzeler, koleksiyonlardakii eserleri müze mekanında sergileyerek ziyaretçilerle buluşturur.

Koruma İşlevi

Müzenin toplandığı nesnelerin bakımının yapılması ve müzenin gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğu yerine getirebilmesi için uygun koşullarda muhafaza ve konservasyon işlemleri, nesneler için uygun depolama sistemlerinin kurulması bu işlev kapsamına girer. Koruma işlevi aynı zamanda sadece fiziksel olarak nesne üzerinde gerçekleşmez; nesnenin bilgisinin, bilgi teknolojisinden faydalanarak gelecek kuşaklara aktarılması için yapılacak çalışmaları da içerir. İnsanlığın ortak mirasını elinde bulunduran müzeler sadece bu miras eserlerinin kendilerini değil, eserlerin bilgisini de gelecek kuşaklara aktarmakla yükümlüdürler.[10]

Eğitim İşlevi

Müzeler, insanlara ilgi çekici ve özgür bir öğrenme ortamı sağlar. Müzede eğitim kapsamında oyunlar, dramalar, atölye çalışmaları, tartışma oturumları gibi etkinlikler yapılır. Müzeler, kütüphaneleri, sergileri, toplantıları, çok işlevli salon ve atölyeleri, açık alanları ile hoşça vakit geçirten, eğlendirirken öğreten mekânlardır.[11]

Araştırma İşlevi

Müzeye giren birçok nesne bulunduğu mekân ya da ortamdan koparılmış olduğundan, öncelikle nesnenin geldiği kaynağın tespitiyle başlar, sonra nesnenin kendine odaklanır. Araştırmada nesnenin kendi kadar, geride kalmış diğer kültürel öğelerin de araştırılması anlaşılması gerekir.[10]

İletişim İşlevi

Müzelerin sahip olduğu bilgilerin yayınlar, eğitimler sergiler, sanal uygulamalar gibi etkinlikle topluma sunulmasını müzenin iletişim işlevi kapsamınadır. .Hedef kitlelerin eğitim durumlarına, yaşlarına ve fiziksel özelliklerine göre farklı iletişim politikaları belirlenir.[10]

Müzedeki eserlerin sergilenmesi, saklanması ve korunması için gerekli teknik bilgileri içeren bilimsel çalışma alanına müzecilik adı verilir. Müzecilik ilk olarak müzelerin Batıda soyluların kişisel zevk için çeşitli sanat eserlerini ya da kumandanların ganimetlerini bir araya toplamaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Müzeler başlangıçta halka açık olmayan, sadece devlet adamları ile bilginlerin yararlandıkları yerlerdi. Halkın ilgi ve bilgisine sunulması 1850 yılından sonra olmuştur. Müzecilik; müzenin kurulması, müzede yer alan eserlerin hangi çağa ait olduğu, nereden geldiği veya kim tarafından yapıldığının belirlenmesi, tasnifi, gerekliyse onarılması, ısı ve nem gibi dış etkenlerden korunması gibi konularda faaliyet gösterir.[9]

Koleksiyonlarına göre müzeler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Bağlı olduğu idari birime göre müzeler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Hizmet ettikleri bölgeye göre müzeler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Hitap ettikleri kitleye göre müzeler

[değiştir | kaynağı değiştir]

Koleksiyonlarını sergileme yöntemlerine göre müzeler

[değiştir | kaynağı değiştir]

[12]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ "Yüzyıllardır Değişen Tanımların Son Noktası: Müze Nedir?". Mimarlikdergisi.com. 30 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2024. 
  2. ^ "Müzenin yeni tanımı belli oldu". Argonotlar. 16 Eylül 2022. 30 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2024. 
  3. ^ "Bir Düşünüş Mekanı Olarak Müze". Mimari tasarım süreç ve etkileşimleri blogu (nurbin paker ve meltem aksoy tarafından yürütülen yüksek lisans dersinin yayın ortamı). 5 Ocak 2018. 1 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2024. 
  4. ^ Cartwright, Mark (25 Mart 2020). "Müzeler - Antik Akdeniz". World History Encylopedia. 1 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2024. 
  5. ^ a b c d Turgut, Hazal (2021). "Bir müzecilik terimi önerisi olarak bağlam sergileme ve antik sergileme bağlamının müzelere uyarlanması". Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi. 30 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ Kültürel Bellek.Dünyada müzecilik tarihi. 27Nisan 2013 tarihinde http://yazarkafe.hurriyet.com.tr/icerik/520685/dunyada-muzecilik-tarihi.htm 21 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. .adresinden erişilmiştir.
  7. ^ a b c Gökçe, Beste (31 Ekim 2014). "Müzelerin Yönetim Anlayışında Meydana Gelen Değişimler". Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 18 (2): 217-227. ISSN 1304-4990. 2 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2024. 
  8. ^ "Müzede Modernliğin Kurulması ve Bozulması". Ali Artun (İngilizce). 3 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2024. 
  9. ^ a b Gümüş,N.Müze Nedir ve Türkiye’de Müzecilik.27 Ocak 2012 tarihinde http://www.gonulsitesi.net/index.php?option=com_content&view=article&id=895:mueze-nedir-ve-tuerkiyede-muezecilik&catid=1:yazarlarmz&Itemid=44 18 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. adresinden erişilmiştir.
  10. ^ a b c d e Ayaokur, A. (2014). Müzelerde bilgi yönetimi: Sadberk hanım müzesi örneği. Yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi. Ankara.
  11. ^ Denizci,A. ve Mirza,H.(2012).Müze Eğitimi 12.Devlet Kitapları.(1.bs.).ISBN 978-975-11-3629-9. http://www.meb.gov.tr/Ders_Kitaplari/2012/OrtaOgretim/Devlet/GuzelSanatlar_SporLis/MuzikEgitimi_12.pdf 1 Aralık 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. .adresinden erişilmiştir.
  12. ^ Atagök,T. (1999). Yeniden müzeciliği düşünmek. İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Yayınları