Klasik Antik Çağ

Klasik antik çağ, MÖ 8. yüzyıl ile MS 5. yüzyıl arasındaki Greko-Romen dünyası denen, Antik Yunanistan ve Antik Roma'nın iç içe geçmiş uygarlıklarını kapsayan, Akdeniz merkezli kültürel tarih dönemidir. Bu çağ, hem Yunan hem de Roma toplumlarının geliştiği ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Batı Asya'nın büyük bölümünü etkileyen bir dönemdir.

Partenon, antik Yunan kültürünü örnekleyen, klasik çağın en tanınmış sembollerindendir.

Geleneksel olarak, Homeros'un (MÖ 8. – 7. yüzyıl) kaydedilen en eski Epik Yunanca şiiriyle başlar ve Hristiyanlığın ortaya çıkışı ile (MS 1. yüzyıl) ve Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne (MS 5. yüzyıl) kadar devam eder. Geç Antik Çağ (250–750) sırasında, Erken Orta Çağ (600–1000) ile örtüşen bir dönem olan klasik kültürün gerilemesi ile sona erer. Böylesine geniş bir tarih ve bölge, birçok farklı kültürü ve dönemi kapsar. "Klasik antik çağ", Edgar Allan Poe'nun sözleriyle, "Yunanistan'ın zaferi ve Roma'nın ihtişamı"nın (ing: "the glory that was Greece, and the grandeur that was Rome") daha sonraki insanlar arasında idealleşen vizyona da atıfta bulunur.[1]

Antik Yakın Doğu'dan bazı etkilerle birlikte antik Yunanlar'ın kültürü, Roma imparatorluk dönemine kadar Avrupa sanatının,[2] felsefesinin, toplumunun ve eğitiminin temeliydi. Romalılar bu kültürü korudu, taklit etti ve kendileri onunla rekabet edebilene ve klasik dünya Yunanca kadar Latince konuşmaya başlayana kadar yaydı.[3][4] Bu Greko-Romen kültürel temel, modern dünyanın dili, siyaseti, hukuku, eğitim sistemleri, felsefesi, bilimi, savaşı, şiiri, tarihçiliği, etiği, retoriği, sanatı ve mimarisi üzerinde son derece etkili olmuştur. Klasik kültürün hayatta kalan parçaları, 14. yüzyılda başlayan ve daha sonra Rönesans denilen canlanmaya yol açtı ve 18. ve 19. yüzyıllarda çeşitli neo-klasik canlanmalar meydana geldi.

Arkaik dönem (MÖ 8. - 6. yüzyıllar arası)

değiştir

Klasik antik çağın en erken dönemi, Bronz Çağı Çöküşü sonrasında tarihi kaynakların kademeli olarak yeniden ortaya çıktığı arka planda gerçekleşir. MÖ 8. ve 7. yüzyıllar, en erken Yunan alfabetik yazıtlarının 8. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkmasıyla, hâlâ büyük ölçüde proto-tarihsel'dir. Homeros'in genellikle MÖ 8. veya 7. yüzyılda yaşadığı varsayılır ve yaşamı genellikle klasik antik çağın başlangıcı olarak kabul edilir. Antik Olimpiyat Oyunları'nın geleneksel kuruluş tarihi de aynı döneme, yani MÖ 776'ya denk gelir.

Fenikeliler, Kartacalılar ve Asurlular

değiştir
 
MÖ 8. ila 6. yüzyıl civarında Fenike Haritası (sarı) ve Yunan kolonileri (kırmızı)

Fenikeliler aslında 8. yüzyılda Akdeniz ticaretine hakim olarak Kenan limanlarından hakimiyetlerini artırdı ve MÖ 814'te Kartaca kuruldu. Kartacalılar MÖ 700'de Sicilya, İtalya ve Sardinya'da Etrürya ile çıkar çatışmalarına yol açan sağlam kaleler kurdular. Kition'da bulunan bir stel, Kıbrıs'ın Tyrian yönetiminden Yeni Asur İmparatorluğu'na devrinde önemli bir adımı işaret ederek Kıbrıs'ın MÖ 709'da Kral II. Sargon'nun adanın yedi kralına karşı kazandığı zaferden bahseder.[5][6][7][8]

Yunanistan

değiştir

Arkaik dönem Yunan Karanlık Çağı'nı takip etti ve siyaset teorisi'nde önemli ilerlemeler ve demokrasi, felsefe, tiyatro ve şiir'in yanı sıra Karanlık çağlarda kaybolmuş yazı dilinin yeniden canlandırılmasına da tanık oldu.

Çanak çömlekçilikte, Arkaik dönem, daha sonraki Karanlık Çağların Geometrik stil'den bir kaymaya işaret eden Oryantalize Stil'in gelişimine ve Mısır, Fenike ve Suriye kaynaklı etkilerin birikimine tanık olur.

Arkaik çağın son dönemleriyle ilişkilendirilen çanak çömlek stilleri, MÖ 7. yüzyılda Korint'te ortaya çıkan siyah figürlü çanak çömlek ve Andokides Ressamı tarafından yaklaşık MÖ 530'da geliştirilen onun halefi Kırmızı Figürlü Stil'dir.

Demir Çağı İtalya

değiştir
 
İtalya'nın kuzeyindeki Etrüsk uygarlığı, MÖ 800.

Etrüskler MÖ 7. yüzyılın sonlarına doğru bölgede siyasi hakimiyet kurarak aristokrat ve monarşik seçkinler oluşturdular. Görünüşe göre MÖ 6. yüzyılın sonlarına doğru Etrüskler bölgedeki güçlerini kaybettiler ve bu noktada İtalik kabileler, yöneticilerin güç kullanma yetenekleri üzerinde çok daha büyük kısıtlamalarla bir cumhuriyet kurup hükûmetlerini yeniden oluşturdular.[9]

Roma Krallığı

değiştir

Efsaneye göre, Roma MÖ 21 Nisan 753'te Truva prensi Aeneas'ın ikiz torunları Romulus ve Remus tarafından kuruldu.[10] Efsaneye göre, şehirde kadınlar yokken Latinlerle Sabinlerin birleşmesine yol açan, Latinler Sabinler'leri festivale davet edip evli olmayan bakirelerini çaldı.[11]

Arkeolojik kanıtlar gerçekten de MÖ 8. yüzyılın ortalarında Roma Forumu'nda ilk yerleşim izlerini gösterir ama Palatino Tepesi'ndeki yerleşimler MÖ 10. yüzyıla kadar uzanıyor olabilir.[12][13]

Roma'nın yedinci ve son kralı Lucius Tarquinius Superbus idi. Tarquinius Priscus'un oğlu ve Servius Tullius'un damadı olarak Superbus, Etrüsk doğumluydu. Onun hükümdarlığı sırasında Etrüskler güçlerinin zirvesine ulaştılar. Superbus, Roma halkını öfkelendirerek Tarpeian Kayası'ndaki tüm Sabine türbelerini ve sunaklarını kaldırıp yok etti. Romalı soylu Lucretia'nın kendi oğlu tarafından tecavüze uğradığını fark edemeyince halk onun yönetimine itiraz etmeye başladı. Lucretia'nın akrabası Lucius Junius Brutus (Marcus Brutus'un atası), Senatoyu çağırdı ve MÖ 510'da Superbus ve monarşiyi Roma'dan kovdurdu. Superbus'un sınır dışı edilmesinden sonra, MÖ 509'da Senato bir daha asla bir kralın yönetimine izin vermeme kararı aldı ve Roma'ya cumhuriyetçi hükümet'i yeniden getirdi.

Klasik Yunanistan (MÖ 5. ila 4. yüzyıllar)

değiştir
 
Delia Ligi ("Atina İmparatorluğu"), MÖ 431'deki Peloponnesos Savaşı'ndan hemen önce

Antik Yunan'ın klasik dönemi, MÖ 510'da Atina tiranlığının çöküşünden MÖ 323'te Büyük İskender'in ölümü'ne kadar, özellikle MÖ 5. ve 4. yüzyılların çoğuna karşılık gelir. 510'da Spartalı birlikler, Atinalıların Peisistratos'un oğlu Hippias tiranını devirmesine yardım etti. Sparta kralı I. Cleomenes, İsagoras tarafından yönetilen Sparta yanlısı bir oligarşi kurdu.

Kallias Barışı ile sonuçlanan Pers-Yunan savaşları (MÖ 499–449 ), sadece Yunanistan'ın Makedon, Trakya ve İyonya'nın Pers yönetimi'nden kurtarılmasına yol açmadı ama aynı zamanda Atina'nın Attika-Delos Deniz Birliği'nde baskın konuma gelmesiyle sonuçlandı. Bu ise Sparta ve Peloponnesos Ligi ile çatışmaya yol açarak sonuçta çıkan Peloponez Savaşı (MÖ 431-404) Sparta'nın zaferiyle sonuçlandı.

Yunanistan 4. yüzyıla Sparta hegemonyası altında girdi ancak MÖ 395'te Spartalı yöneticiler Lysander'ı görevden aldı ve Sparta deniz üstünlüğünü kaybetti. Atina, Argoz, İstefe ve Korint, son ikisi eski Spartalı müttefikler, MÖ 387'de sonuçsuz şekilde biten Korint Savaşı'nda Sparta egemenliğine meydan okudu. Daha sonra MÖ 371'de Theban generalleri Epaminondas ve Pelopidas Leuctra Savaşı'nda zafer kazandı. Bu savaşın sonucu, Sparta üstünlüğünün sonu ve Theban hegemonyası'nın kurulmasıydı. Thebes, MÖ 346'da Makedon'un yükselen gücü tarafından nihayet gölgede bırakılıncaya kadar konumunu korumaya çalıştı.

II. Filip (MÖ 359–336 bsp;) yönetiminde, Makedonya Paeonyalılar, Traklar ve İliryalılar'ın topraklarına doğru genişledi.

Philip'in oğlu Büyük İskender (MÖ 356–323 ) Makedon gücünü yalnızca merkezi Yunan şehir devletleri üzerinde değil, aynı zamanda Mısır dahil olmak üzere Pers İmparatorluğu'na ve doğuda Hindistan'a kadar uzanan topraklara kadar yaydı.

Klasik dönem geleneksel olarak, M.Ö. 323'te İskender'in ölümünde ve o sırada Diadohoi'ler arasında bölünmüş olan imparatorluğunun parçalanmasıyla sona erer.

MÖ 546 yıllarında Pers Kralı Kyros, Sardes'i yakıp yıkarak Lidya Krallığı'na son vermiş ve Anadolu'da MÖ 300 yılına kadar sürecek olan Pers Egemenliğini başlatmıştır. Persler sadece Anadolu'yu ele geçirmekle kalmayıp, zaman zaman yaptıkları savaşlarla, Trakya ve Yunanistan'da da etkili olmuşlardır. Bu nedenle MÖ 5. yüzyıl Helen Sanatı Anadolu'da Pers etkisi altında kalmış ve Grek-Pers Sanatı olarak literatüre geçmiştir. Bu dönemde Anadolu ilk defa, doğu ile batı arasında gerçek bir köprü vazifesi görmüş ve Persler tarafından yapılan Kral Yolu, İran içlerinden Ege kıyılarına kadar ulaşmıştır.

MÖ 5. yüzyılda heykeltıraşlıkta insan vücudunun gerçek anatomik yapısı ortaya çıkmıştır. Dönemin en önemli yapıtlarından olan ve dünyanın yedi harikasından ikisi, Artemis Tapınağı ile Halikarnas Mozolesi Anadolu'da inşa edilmişlerdir.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Poe EA (1831). "To Helen".
  2. ^ Helga von Heintze [de]: Römische Kunst (Roman art). In: Walter-Herwig Schuchhardt (1960): Bildende Kunst I (Archäologie) (Visual arts I – archaeology). Das Fischer Lexikon [de]. S. Fischer Verlag. p. 192. "Bestimmend blieb (...) der italisch-römische Geist, der sich der entlehnten Formen nur bediente. (...) Ohne [die] Begegnung [mit der griechischen Formenwelt, author's note] hätte der italisch-römische Geist sich wohl kaum in künstlerischen Schöpfungen ausdrücken können und wäre nicht über die Ansätze, die wir in den Kanopen von Chiusi (...), der kapitolinischen Wölfin (...), dem Krieger von Capestrano (...) erhalten haben, hinausgekommen. Auch die gleichermaßen realistische wie unkünstlerische Auffassung der Porträts im 2. und 1. J[ahr]h[undert] v[or] Chr[istus] konnte sich nur unter dem Einfluß griechischer Formen ändern." ("Determinant remained the Italic-Roman spirit, that just availed itself of the borrowed forms. (...) Without having come across [the world of the Greek forms], the Italic–Roman spirit would hardly have been able to express itself in works of art and would not have got beyond the starts that are preserved in the canopic jars of Chiusi, the Capitoline Wolf, the Warrior of Capestrano. Also the likewise realistic and inartistic conception and production of the portraits in the second and the first centuries BC could only change under the influence of Greek forms.")
  3. ^ Der Große Brockhaus. 1. vol.: A-Beo. Eberhard Brockhaus, Wiesbaden 1953, p. 315. "Ihre dankbarsten und verständnisvollsten Schüler aber fand die hellenistische Kultur in den Römern; sie wurden Mäzene, Nachahmer und schließlich Konkurrenten, indem sie die eigene Sprache wetteifernd neben die griechische setzten: so wurde die antike Kultur zweisprachig, griechisch und lateinisch. Das System dieser griechisch-hellenistisch-römischen Kultur, das sich in der römischen Kaiserzeit abschließend gestaltete, enthielt, neben Elementen des Orients, die griechische Wissenschaft und Philosophie, Dichtung, Geschichtsschreibung, Rhetorik und bildende Kunst." ("The Hellenistic culture but found its most thankful and its most understanding disciples in the Romans; they became patrons, imitators, and finally rivals, when they competitively set the own language beside the Greek: thus, the antique culture became bilingual, Greek and Latin. The system of this Greco-Latin culture, that assumed its definitive shape in the Roman imperial period, contained, amongst elements of the Orient, the Greek science and philosophy, poetry, historiography, rhetoric and visual arts.")
  4. ^ Veit Valentin: Weltgeschichte – Völker, Männer, Ideen (History of the world – peoples, men, ideas). Allert de Lange [de], Amsterdam 1939, p. 113. "Es ist ein merkwürdiges Schauspiel – dieser Kampf eines bewussten Römertums gegen die geriebene Gewandtheit des Hellenismus: der römische Geschmack wehrt sich und verbohrt sich trotzig in sich selbst, aber es fällt ihm nicht genug ein, er kann nicht über seine Grenzen weg; was die Griechen bieten, hat soviel Reiz und Bequemlichkeit. In der bildenden Kunst und in der Philosophie gab das Römertum zuerst den Kampf um seine Selbständigkeit auf – Bilden um des Bildes willen, Forschen und Grübeln, theoretische Wahrheitssuche und Spekulation lagen ihm durchaus nicht." ("It is a strange spectacle: this fight of a conscious Roman striving against the wily ingenuity of Hellenism. The Roman taste offers resistance, defiantly goes mad about itself, but there does not come enough into its mind, it is not able to overcome its limits; there is so much charm and so much comfort in what the Greeks afford. In visual arts and philosophy, Romanism first abandoned the struggle for its independence – forming for the sake of the form, poring and investigation, theoretical speculation and hunt for truth were by no means in its line.")
  5. ^ "The Esarhaddon Prism / Library of Ashurbanipal". British Museum. 23 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2023. 
  6. ^ Yon, M., Malbran-Labat, F. 1995: “La stèle de Sargon II à Chypre”, in A. Caubet (ed.), Khorsabad, le Palais de Sargon II, Roi d’Assyrie, Paris, 159–179.
  7. ^ Radner, K. 2010: “The Stele of Sargon II of Assyria at Kition: A focus for an emerging Cypriot identity?”, in R. Rollinger, B. Gufler, M. Lang, I. Madreiter (eds), Interkulturalität in der Alten Welt: Vorderasien, Hellas, Ägypten und die vielfältigen Ebenen des Kontakts, Wiesbaden, 429–449.
  8. ^ "The Cypriot rulers as client kings of the Assyrian empire". The many kingdoms of Cyprus. 5 Kasım 2012. 27 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2016. 
  9. ^ Ancient Rome and the Roman Empire by Michael Kerrigan. Dorling Kindersley, London: 2001. 0-7894-8153-7. p. 12.
  10. ^ Adkins, Lesley; Adkins, Roy (1998). Handbook to Life in Ancient Rome. New York: Oxford University Press. s. 3. ISBN 978-0195123326. 
  11. ^ Myths and Legends – Rome, the Wolf, and Mars 29 Mayıs 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Accessed 2007-3-8.
  12. ^ Matyszak, Philip (2003). Chronicle of the Roman Republic: The Rulers of Ancient Rome from Romulus to Augustus. Thames & Hudson. s. 19. ISBN 978-0500051214. 
  13. ^ Duiker, William; Spielvogel, Jackson (2001). World History (Third bas.). Wadsworth. s. 129. ISBN 978-0-534-57168-9.