Düşünce

bireyin öznel bilincini içeren zihinsel aktivite

Düşünce ya da fikir, dünya modellerinin var oluşuna izin veren ve böylece etkin olarak onların amaçlarına, planlarına, sonlarına ve arzularına bağlı olan uğraştır. Kelimeler bilmeye, sezgiye, bilince, idealarına ve imgeleme içeren benzer kavramların ve süreçlerine başvurur.

Paris'teki Rodin Müzesi'nde Auguste Rodin tarafından yapılan düşünür

Düşüncenin daha sistematik bir tanımını yapacak olursak öncelikle beyin ve zihin kavramlarını birbirinden ayırmamız gerekir. Zihni, beyindeki biyolojik aktivitenin bir yansıma alanı olarak görebiliriz. Bir diğer deyişle zihin, somut olan beyinden beslenen, soyut bir karalama tahtasıdır.

Bu noktada soyut ve somut kavramlarını da değerlendirmek gerekir. Kısaca, somut bir nesneyi evrende var olan soyutu ise evrende var olmayan diye tanımlayabiliriz. Örneğin, bu tanıma göre matematiksel anlamda üçgen soyut bir nesnedir. Üçgen, bir kalınlık özelliği içermez. Kenarları sadece çizgiden ibarettir. Evrende bu özellikte bir üçgenin olması, fizik yasaları gereğince, mümkün değildir. (burada atıf gerekli) Diğer taraftan, kolaylıkla somut nesne örneği verebiliriz. (Örneğin bir ağaç)

Bu tanımlara göre, bir düşünce, soyut bir nesnenin, insanın zihninde oluşturduğu faaliyettir. Herhangi bir düşünce beyinde de faaliyete neden olacaktır, biyolojik olarak. Fakat, bu faaliyet, bahsi geçen düşüncenin bir parçası olarak nitelendirilmez. Düşünce, sadece zihinle ilişkilendirilir.

Diğer taraftan, somut bir nesnenin, insanın zihninde oluşturduğu faaliyeti de algı diye nitelendirebiliriz. Aynı şekilde, bir algının oluşmasında beynin rolü vardır, ama algı insanın zihninde oluşur. Örneğin, bir ağaca gözlerimizle bakarız. Ağaç, bu bağlamda somut bir nesnedir. Ağacı görürüz, ama görme işlemi (yani algılama) gözlerde olmaz, insanın zihninde gerçekleşir. Tabii ki bu algının gerçekleşmesi için beyinde birçok işlemden geçmesi gerekir (buna gözlerdeki işlev de dahildir). Aynı şekilde, bu örneksemeyi 5 duyumuza da uyarlayabiliriz. Bir koku, bir renk zihindeki bir algıdır, somut bir şekilde tanımlanamaz. (Örneğin, bazı renk körlerine göre yeşil ya da kırmızı farklı bir algıyı tanımlar vb.)

Bu tanıma karşı bir tez şöyle olacaktır. 'Benim bu ağaçla (ya da genel olarak bir palmiye ağacı ile) ilgili düşüncelerim var.' Fakat burada bahsi geçen 'ağaç' acaba somut bir nesne midir? Ya da soyut mudur? Kısacası, savunulan tez şudur: Somut bir nesne de insanın zihninde düşünce oluşturabilir. Evet, bu mümkündür. Ama arada atlanan bir adım vardır. Bahsi geçen 'ağaç' bir algılamanın ürünüdür. Ya da daha önceden algılanmıştır, birincil olarak ya da dolaylı yoldan (bir başkasının betimlemesiyle). Dolayısıyla, 'ağaç' burada somut bir nesneden çok, bahsi geçen somut oluşumun önce algılanması ve sonucunda zihinde oluşan soyut bir algıyı nitelendirir. Bu işlem kısaca şöyle özetlenebilir: Somut nesne -> Algılama -> Soyut nesne -> Düşünce. Yani arada algılama adımı gerekir.

Özetle, düşünce soyut bir nesnesin zihinde oluşturduğu faaliyettir. Algı ise somut bir nesnenin zihindeki yansımasıdır.

Kavramaları biçimlendirirken problemlerin çözümlerinde sebeplerde ve kararlar vermede meşgul olmak gibi düşünce bilginin beyinsel işletiminin ortaya çıkmasıdır.

Kaynakça

değiştir