filmler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
filmler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mart 2023 Cuma

A Man Called Otto



Hangi akla hizmet "hayata rövaşata çeken adam" olarak ismi Türkçeye çevrilmiş bilmem; A man called Otto Tom Hanks'in başrolünü üstlendiği orijinali 'A man called ove' olan İsveç yapımı filmin yeniden çekimi. Bunu önceden bilseydim orijinalini izlerdim ama benim film hakkında hiç fikrim yoktu, Tom Hanks'i görüp izlemek istedim. 
Neyse ki orijinali kadar iyi diyorlar.  O zaman bu filmi bir daha izleyesim geldiğinde İsveç versiyonunu izleyebilirim. Ama şimdilik bununla yetineceğim.
Huphuysuz bir ihtiyar olarak Otto, ve ona karşı çok sabırlı komşularının etrafında, geriye dönüşlerle anlamlandıracağımız bir film.
Dram-komedi türünde, izlemeye pişman olmayacağınız bir film.

21 Mart 2023 Salı

Ticket to Paradise

 Bu film gösterime girdiğinde İpek bana haber vermişti. Pandemiden beri sinemaya gitmemiştim ve bu filmi sinemada izlemek için can atıyordum. Derken annem düştü ve kollarını kırdı. Sonra tabii dışarı çıktığım günler oldu ama mümkün olduğu kadar evde onun yanında olmak istedim. İş güç de bitmiyordu haliyle sinemaya falan gitmedim. 
Derken online düştü ve yakın zaman evvel izledim bu filmi ben.

Filmin imdb puanı 6,2. 
Öyle çok sevdiğim filmler var ki benim puanı altılarda olan. Üstelik George Clooney ve Julia Roberts yani puanı bir olsa bile izlerdim. Nitekim beğendim. Çok keyifliydi. Bu kadar olur. Hoşça vakit geçireceğiniz bir laylaylom film izlemek isteyenlere.
George hayranı olanlara ise görsel şölen mahiyetinde ♥ 

20 Mart 2023 Pazartesi

In The Bruges

 3 ay yaza yazma sonra patlat peş peşe. Ama bir itiraf önceki yazımı sırf bu yazıyı yazabilmek için yazdım. zaten ne kadar iştahsız bir yazı olduğunu okuyanlarınız varsa anlamıştır. 

Yıl 2019, Brugge' a gittiğimizde rehberimiz bu filmden bahsediyor. Benim o zamandan beri aklımda izlemek. 
Yıl olmuş 2023.. Allah biliyor ya tekrar gitmeyi istiyordum ve nasip ediyor Rabbim. Şükürler olsun. 
Brugge'da gezerken bu sefer bari izliyim diyorum şu filmi. 
Filmde Colin Farrell oynuyor. Hiç sevmem. Filmlerini hiç merak etmem. Neden ünlü olmuş anlamadığım isimlerden.
Ama film çok ilginç. Farklı. Aslına bakarsanız benim de tarzım değil. Yani ben öyle sanırdım. Oysa çok beğendim. 

Konusunu anlat derseniz spoilersız anlatamam ama oyunculuklar çok iyi, işlenen duygular, replikler çok iyi. Brugge hakkındaki yorumlar çok cesur! :)
Hem heyecanlı, hem rahatsız edici, hem de beklenmedik. 

Bu filmin postu bu kadar esasında ama sonra ne mi oldu. Instagramda bi posta denk geldim. İlk fotoda In The Bruges filmden bir sahne yıl 2008 ikinci fotoda gene Colin Farell ve Bredan Gleeson bu kez 2022. 
Filmin başrol oyuncularını tekrar bir araya getirmişler. Film hakkında hiç bilgim yok hatta bırakın konusunu adını bile söyleyemiyorum buraya yazarken bakarak yazacağım ama sırf bu ikili için oturdum izledim:

The Banshees of Inisherin



Çok umudum yoktu ama çok beğendim. Çok yaşlanmışlar tabii ki bu bir gerçek. İrlanda aksanı aman Allah'ım ne kadar ağır. Konusu ne kadar ilginç. 
Küçük bir yerde iki samimi arkadaştan biri artık diğeriyle konuşmayı kesiyor. Sebebi arkadaşın sıkıcı olması. İki film de öyle laylaylom değil de farklı konu sevenler için. Laylaylom isterseniz filmler etiketinde bin tane bulabilirsiniz. 

3 Mayıs 2022 Salı

Cruella

 Az önce izledim. 
Oh be dedim. Tam izlemek istediğim gibi bir film izledim. Tam benlik. Birazdan tüm gruplardaki arkadaşlarımla paylaşıp, sizden film tavsiyesi istediğimde bu tarz bir film bilmiyorsanız önermeyin, demeyi düşünüyorum. Bir Cruella olmasak da bizim de zalim bir yanımız var yani, saklayacak değiliz 😎

Filmi izleyiş hikayem de çok ilginç. Sık film izlemediğim için film sitelerini bilmiyorum.
Netflişk üyeliğimde yok elhamdülillah :) Aslında ne izleyeceğimi de bilmiyordum. Google'a film izle yazdım :)) euheuhea zaten orta yaşlıların internet kullanımı bu şekilde değil mi? 😂 Onlaraca afişin için aha! dedim. Gerçekten aradığımı bulmuştum. Meğer 2021 yapımıymış. How nice is that!  

Cruella'yı biliyor musunuz? İllaki bilirsiniz. Ama özetlemek gerekirse. Ben 1996 yılındaki versiyonu biliyorum ancak aslı bir kitaba dayanıyor. 1961 yapımı bir de çizgi filmi var ama ben bilgilendirmemi 1996 yapımına göre yapacağım: 101 Dalmaçyalı filminde dalmaçyalıların derisinden kendine manto yapmak istiyordu. Saçının yarısı siyah yarısı beyaz tarz kadın. Zaten bu kötü karakterlerin iyi giyinmesi beni her seferinde vuruyor 😍 


Emma Stone asıl adı Estalla olan, ama hayatın onu Cruella'ya çevirdiği esas kızı canlandırıyor.
Cruel = zalim. Başrollerinde işte Emma Stone oynuyor, ses tonunu çok seviyorum ya acayip sempatik. Bolca güzel kıyafet.. kıyafet demeyelim, kostüm var. Bunun yanı sıra tabii film de güzel. Böyle dedim diye ortalama bir film sanmayın, sadece spoiler vermemek için susuyorum. 
İzlerseniz seversiniz. 
Ayrıca!! Dikkatt dikkat!! Temiz içerik! Thank God!

Düzenleme: Kaydı yayımladıktan sonra fark ettim ki, daha önce de Cruella hakkında bir yazı yazmışım. Okumak için tıklayınız.

16 Şubat 2022 Çarşamba

I Care a Lot

 Ne zamandır film de yazmıyordum. İnsan değiştiğini hisseder mi? Adetlerimi, rutinlerimi bırakmak istemesem de zevklerim, alışkanlıklarım olmazsa olmazlarım değişiyor. 

Ooo.. Biri beni durdursun mesela şimdi, hiç aklımda yokken derin tahlillere gireceğim :) 

En kestirmeden anlatayım en iyisi. Konumuz ben değilim. Benden size ne değil mi ama?! 

I care a lot bir film. Netflişk yapımı. Ben de filmlere hele netflişke acayip serinim. Ancak filmi arkadaşım önerdi. Rosemund Pike’ı gördüm, deli kadın, eminim güzeldir ama 10.dk benim sinirler bozuldu. Bak sıkıldım demiyorum; gerildim, sinirlerim bozuldu. İzlemeyeceğim dedim bıraktım. 40 yılın başı bir film izliyorum onda da gülmek, eğlenmek istiyorum. ( Aa onun yerine ne izledim onu da bir ara yazayım 🥰 ) 

Ertesi gün filmi izlemedim diye fırça yedim. Öyle değilmiş ama bak ne olacakmış izlemem lazımmış.. ay tamam ya.. izlerim. İzleyeyim.. Akşam oturdum izledim. Tam tahmin ettiğim 2 sa boyunca gerildim, sinirlendim, ay kadının parçalandığını görmek istedim ve filmi bitirdim.  

Film, Amerikan rüyası gibi gözüken fiyaskolardan. Batılıların nasıl da kalpsiz ve merhametsiz oluşuna güzel bir örnek.  Aslında parayı haddinden fazla önemseyen herkesi anlatıyor. Sadece Batı ve Amerika diyerek kendimizi temize çıkarmayalım. Paraya, güce tapan ve bu uğurda her şeyi mübah görenler.. bir de buna başarı diyen bizler.. 

Konusunu bana sormayın. Ben fikrimi söylüyorum. 2 sa ve temposu düşmeyen bir film. Netfilişk yapımı dedik dolayısıyla tabii ki bir çift lezbiyenimiz var. Bu filmi sevenler “gone girl” filmini de izleyebilir. Ya da “gone girl” filmini izleyeip beğenenler bu filmi de beğenecektir. Blogda bir yerlerde gone girl yazısı da bulabilirsiniz ama ben telefondan hazırlıyorum bu postu, linki bulamayacağım şimdi 🤭😃 

Aa bak ben de arkadaşa “gone girl” filmini önereyim. Kesin izlemiştir ama.. 

14 Eylül 2020 Pazartesi

Woman in Gold

 Filmin afişi izlemek için kafi! Helen Mirren ve Ryan Reynolds "Seyhancım izlemek istediğini biliyoruz" der gibi bakıyorlar. E tabii ben de izledim. 


Ünlü ressam Gustav Klimt'i bilir misiniz? Açıkçası ben Avusturya'ya gittiğimde öğrenmiştim. Araya Avusturya'ya gittiğimi de sıkıştırdım. Aslında bu kadar ünlü bir adamı resimle ilgilenmiyorsanız tanımamanız normal demek istemiş de olabilirim. Belki de sizin niyetiniz kötü :))) Neyse sapıyorum konudan!

Spoiler istemeyen buradan gerisini okumasın çünkü, bildiğin filmi özetleyeceğim. Normalde hiç yapmadığım şey biliyorum ama konuşasım varsa demek ki.. 

Film geçmişle gelecek arasında gidip geliyor. Maria Altmann'ı ilk tanıdığımızda Amerika'da yaşayan bir kadın ancak vaktiyle Nazi zulmünden kaçmış. Ailesi toplama kampında ölmüş/öldürülmüş.. 

Maria Altmann'ın gençlik günlerinde dönüyoruz. Avusturya'da yaşayan Yahudi zengin bir aileye mensup. Gustav Klimt'in çok ünlü bir tablosunda resmedilen kadın Maria Altmann'ın yengesi Adele. Ve o tablo evlerinde asılı ancak..

 Ancak Nazi olaylarının ortasında Nazi coğrafyasındalar. Her şeylerini bırakıp kaçtıktan sonra  eşyaları yağmalanıyor. Aslında kaçabilsin - kaçamasın tüm yahudilerin değerleri eşyaları bu şekilde çalınmış/el konulmuş/yağmalanmış. Artık nasıl adlandırırsanız. 

Doksanlarda Avusturya imajını kurtarmak için Yahudilerden alınan eşyaların, sanat eserlerin iadesini yapacağını duyuruyor. İşte Maria da yengesinin tablosunu alabileceğini düşünerek Avusturya kökenli Yahudi bir avukat olan Randy'e bir şansı olup olmayacağını danışıyor. Çünkü Adele'nin portresi  Maria için aile yadigarı olsa da çok değerli ve Viyana için bir sembol! Randy  başlangıçta para için bu işe girişse de sonradan bu iş bir şeref meselesine dönüyor. Hasılı kelam Maria ve Randy olmaz denileni başarıyor davayı kazanıyorlar. Maria kazandığı parayı yardım kuruluşlarına ve akrabalarına dağıtıyor. Randy kendi hukuk firmasını açıyor ve tarihi eserlerin iadesi konusunda uzmanlaşıyor. Gerçek hayat hikayesi olmasa yaw he he derdiniz. Ama işte gerçek hayat hikayesi. 

Şimdi ben bu kadar şeyi aslında başka bir şey için yazdım ama halim kalmadı. Gaza geldiğim bir gün bu yazıya referans vererek anlatırım.

Nasıl beğendiniz mi filmi? :)

7 Eylül 2020 Pazartesi

Ailecek Şaşkınız ve Baba Parası

Hemen hemen aynı ekipten çıkan ama birine bayıldığım diğerini pek sevmediğim iki filmden bir arada bahsetmeyi uygun gördüm bu sefer.
Hazır oturmuşum bilgisayar başına. Blogu özlemişim. Yazacaklarımı peş peşe hazırlıyorum. 


Murat Cemcir ve Ahmet Kural ikilisinin oynadığı Ailecek Şaşkınız filmini öylesine açtım. Bu kadar beğeneceğimi kesinlikle düşünmüyordum. Aslında çok oluyor izleyeli. Belki daha evvel blogda yazmış bile olabilirim. 
Babasının şirketinde para düşkünü patronu canlandırıyor Ahmet Kural bu filmde. En az paraya olan düşkünlüğü kadar kendine de düşkün. Bir gün kendinin tam zıttı bir kıza aşık olur. Sonrası olaylar olaylar.
Çok eğlenerek izlediğim bir filmdi bu.

Murat Cemcir, Ahmet Kural ikilisinin dışında senaryo ve yönetmen kısmında da ortak olan diğer film ise Baba Parası.



Bu filmde ise zengin bir baba ve bir sürü çocuk var. Mirasını zor yoldan dağıtmayı tercih ediyor.
Aslında bakılırsa konu güzel, ama gerek tiplemeler gerek çoğu diyalog çok zorlama ve gereksiz. Biraz gülüp çokça atladığım bir film oldu. 
Sevmiyorum ben tiplemeleri sevmiyorum. Tüpçü Fikreti de sevmemiştim zaten

4 Eylül 2020 Cuma

Zengo

 Bu Yasemin'i çok severim. Acayip tatlı bir kız. Karadenizli anne tiplemesine ise bayılıyorum. Zengo talihsiz bir dönemde vizyona girdi. Tabii sinemaya gitmek pek mümkün olmadı. Netflix'e gelince ise heme izleyeyim dedim.

Çok üzülerek söylüyorum yarısına kadar zor geldim. Bağrış çağrış konuşma, esprili olması gereken güldürmeyen diyaloglar.. devam edemezdim.


Yolu açık olsun Yasemin'in, bir dakikalık güldüren videolar çekebiliyor diye bir saatlik film senaryosuna kalkışmadan evvel senaryo kısmında yardım alabilirdi diye düşünüyorum. Yetenekli kız ona diyecek bir şeyim yok, yalnız her şeyi becerecek diye bir kaide de yok tabii.. ben gene instagramdan takibe devam..

31 Ağustos 2020 Pazartesi

Kolonya Cumhuriyeti

 Pandemi sürecinde birçok film de izleme frsatı bulduk. 

Ama keşke bazı filmleri izlemeye vaktimiz olmasaydı!

Eleştirme konusunda eskisi gibi katı değilim, ,sanlar emek vermiş uğraşmış ben oturduğum yerden ne hakla ahkam kesiyorum. Kesmemeliyim diyorum ama olmuyor.  Nasıl çekerler böyle bir filmi aklım almıyor. Hepsi çok kalite oyuncular eminim filmi çekerken çok eğlenmişlerdir ama ben izlerken hiç eğlenmedim!!

15 Temmuz 2020 Çarşamba

Eltilerin Savaşı

Şu Korona günleri başladı başlayalı bu filmi bekliyordum ya.
Ne zaman gelecek Netflix'e?
Perişan olduk beklemekten..
Sonra..
Sonra geldi.
Beklediğimize değdi.

Ama kabul edelim bir görümce değildi.
Gupse Özay'ın "Görümce" filmini defalarca izleyip gülmüşlüğümüz (bu nasıl kelime) var zira.

Bu filmlerden sonra ne düşünüyor acaba Gupse? Bir kaynana gelin çekişmesi mi, dünür tuhaflıkları mı? Bacanaklardan hikaye çıkmayacağı kesin :)
Ama ben ne isterim biliyor musunuz?
Duygusal bir şey. Ağlatmaya da yatkın bir hali var Gupse'nin bence. Bu filmin sonunda bir cümleyle gözlerimi dolmasını başardı mesela.
Ama orada herkes duygulanmıştır herhalde.
Neyse bende spoiler yok.

10 Temmuz 2020 Cuma

Cinayet Süsü

Ay o kadar güldüm o kadar güldüm ki..
Muhteşem bir komedi olmuş.
Ve ben bunun hakkında yazdığım yazıyı taslak halinde bırakmışım.


Yalnız şöyle bir şey oldu; arkadaşlara tavsiye ettim izler izlemez.
İzleyen bir arkadaş, "sen sevdin mi o filmi?!" dedi. Yanımda yoktu ama surat ifadesini tahmin edebiliyordum.
Hiç kıvırmadım ama. Öldüm, dedim, gülmekten öldüm.

Ben filmde detayları çok severim.
İnce esprileri çok severim. Hani böyle yanınızda anlamayan olursa açıklayacağınız şeyleri.
İşte onları biri açıklamadan anlamayı severim.
Çok komik bir filmdi.
Bir de sonu da güzel bağlandı.
Hadi dedim güldük ettik ama bağlayamayacaklar dedim. Güzel de bağladılar.
E benden en azından tüm övgüleri kaptılar.

19 Haziran 2020 Cuma

The Sky is Pink

Çok güzel bir filmle geldim bugün.
Çok duygulandım çok hislendim.. yani söylemek istemiyor muyum neyim ağladım da..
Öyle bir film ki izlemeye başladığınızda aa seyhan bunu nasıl önermiş diyebilirsiniz ama film bittikten sonra kesinlikle neden önerdiğimi anlarsınız.

Komik. Duygusal. Ama her şeyden önemlisi yaşanmış gerçek bir hikaye.


Milyonda bir çifte görülecek genetik bir rahatsızlık nedeniyle çiftimizin çocukları bağışıklık problemiyle dünyaya geliyor ve pek yaşamıyor.
Anne, tekrar hamile olduğunu öğrendiğinde yıkılıyor ancak kürtaj olmak istemiyor.
Sonrası çocuğu için verdiği savaş ve mücadele.

Ay şu an tüylerim diken diken oldu.
Filmde Priyanka Chopra başrolde. Aditi Chaudhary'i canlandırıyor. Ve gerçekten çok benziyorlar.
Priyanka Chopra demişken onun düğününü yazmıştım. Okumak isterseniz tıklayın ;)
Filmi Netflix'te bulmak da bir artı ;)

26 Mayıs 2020 Salı

Marie Antoinette


Senelerdir şu filmi izlemek isterim de altyazılı bulamadığımdan izlemem.
Meğer Netflix’te varmış!
O zaman hadi dedim Seyhoş, kostüm dalında ödül almış bu filmi sen seversin izle.


Avusturya arşidüşesi Fransa kraliçesi Marie Antoinette’yi herkes bilir  “ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” demediğini ama bu sözle meşhur olduğunu da.

Açıkçası film beni pek açmadı. Hatta saraydaki detaylar, renkler başımı ağrıttı diyebilirim. 
Ne bileyim büyüyorum galiba.

Filmin hemen ardından hayatını okudum.
İşte bu kısım beni daha çok etkiledi diyebilirim.
Fransa sarayında saltanat sürülürken halkın gerçekten yiyecek ekmek bulamamasından tutun da Stefan Zweig, Antoinette’nin biyografisini yazana karalanmaya devam ettiğine değin birçok şey okudum.
Bunlar en ilginci de belki, Marie Antoinette’ nin Fransızların ekmek bulamayışlarına üzüldüğüdür.
Halkı sefalete sürükleyen bir politika var evet ama bunun faturası bu kadına kesilmiş gibi.
Tamam o da sütten çıkmış ak kaşık değildi ama tek suçlu da o değildi.

Filmi değil ama hayatına bi göz atmanızı öneririm. 

4 Kasım 2019 Pazartesi

Maleficent Mistress of Evil

Aslında kuzenimi Yedici Koğuştaki Mucizeye götürmeye ikna etseydim bu filme gitmeyecektik ama çok ağlarım diye istemedi. Ben de ağlarım işte ne güzel diye gitmek istiyordum oysa.
Sonra bu filme girdik ama benim kuzenim Maleficent'in ilk filmini izlememiş ki.


Film sıkıcı değil, Angelina Jolie çok güzel, fantastik, masal gibi güzel bir film. Ancak ilki kadar değil.
Gene iyiliğin kazandığı, iyi sanılanların kötü, kötü sanıların suçsuz olduğunu gördüğümüz bir filmdi. Sinemada izlemeye gerek var mı? Hiç sanmıyorum ama ben de filme gitmeyi seviyorum işte napıyım. Siz onlinea düşünce izleyin. Keyifli birkaç saat geçirin.

24 Ekim 2019 Perşembe

Miss Granny

Mesela bu filmi nereden buldum?
Jennifer Aniston'un imdb'den baktığınızda Miss X-large diye bir filmi var ama onlinede ne hikmetse afişi bile yok :/
Onu aratırken bu film çıktı.
Ay kore filmi, uzun zamandır izlemiyordum bakayım.


2 saat ama güzel bir film. E herhalde yani!
Hele hele şu beden değiştirme, birden  gençleşme/yaşlanma hikayelerini seviyorsanız çok seversiniz.
Hani öyle -sonu hariç- çok bayılmadım ben onu da diyeyim. Sonunda gene duygusala bağlamayı başarmışlar bu filmde bile :)

31 Ağustos 2019 Cumartesi

27 Dresses

Ay ben filmi nasıl atlamışım!
Buralar iyice film bloguna dönmüştü ben bu filmi izlediğimde ama iyi film buldum mu yazmak istiyordum, çünkü film bulmak zor. Yine de film yazmaya bayağı uzun bir ara verdim sanıyorum, artık vakti geldi.

Benim tavsiyelerim önemli.
Herkes ödüllü filmmiş, sanat filmiymiş izlemek istemeyebilir benim gibi.
Ben sizler için yazıyorum ve buluyorum bu filmleri kardeşlerim :))

Mesela nereden buluyorum. Bir film ya da oyuncu için imdb'ye giriyorum, onu sevdiyseniz bunlardan da hoşlanabilirsiniz çıkıyor ya, oradan çok faydalanıyorum.
Genelde de yanıltmıyor.
Bu film bu şekilde izlediklerimden. Gerçekten şimdiye kadar izlememiş olmam şaşırtıcı.

Arkadaşlarının düğün gününde tüm sorumluluğu üstlenen onlar için canla başla çalışan gerçek aşkı da hep uzaktan izleyen bir nedimenin hikayesi.
Ah seveceksiniz♥

19 Temmuz 2019 Cuma

Ekşi Elmalar


Ekşi Elmalar filminin methini duymuştum elbet.
Bir türlü izleyememiştim ama. Kısmette Bulgaristan’dan Sırbistan’a geçerken izlemek varmış.
Sarp dağların arasındaki daracık yollardan geçerken, diğer 53 kişi uyuklarken ağlamak varmış.
Nasıl güzel bir tat bıraktı ağzımda bu ekşi elmalar.
 Ne kadar seviyeli anlatmış Yılmaz Erdoğan söyleyeceklerini.
Çok sevdim. Siz de seversiniz bilirim.

23 Haziran 2019 Pazar

Second Act

Yazın bu filmin fragmanlarını görünce ne merak etmiş ancak sınav dönemim olduğu için sinemada izleyememiş hatta bunun için bir de üzülmüştüm.
Çok gereksiz yere üzüldüğüm konulardan birini daha şimdi sakin kafayla ve filmi seyretmiş olmanın bilinciyle fark ediyorum.
Jennifer Lopez'i çok beğenirim ben. Özellikle giyindiği zaman :))
Filmlerinin de bazısını sever bazısını.. sevmem :) ama bundan yana ümitliydim.
Imdb puanın düşük olması da umrumda değil çünkü benim düşük puanlı filmleri beğenmişliğim de çoktur :)) bunu da herkes itiraf etmez :)
Artık 40 yaşında eğitimi olmamasına rağmen çalıştığı yerde başarılı biriyken yükselmeyi bekleyen Maya karakteri, terfi beklerken yeni müdürüyle tanışır. Bu duruma çok içerler ancak eğitimsizdir.
Kendisine sahte bir cv hazırlandığında bambaşka olanakların önüne serildiğini görecektir.
Etiketlerin insanı nasıl etkilediğine dair, senaryoda boşluklar olan, oyuncuların çok da iyi rol yapamadıkları bir film.
Keşke bir dizi yapsalardı bu konudan ama.
Oradan oraya atlamış gibi olacağım ama Jennifer Lopez ve Milo Ventimiglia uyumsuzluğuna da değinmeden edemem. Her ne kadar aralarındaki yaş farkı sırıtmamış olsa da kimyalarının uyuşmadığını hissettim.  :))
Hem de çok fazla hikaye vardı bence burada. Gene diyeceğim dizisi olsa ne güzel izlerdim.
Of ya güzel bir film/dizi olsa da izlesek..

20 Haziran 2019 Perşembe

Isn't it Romantic

İşte beklentimden yüksek çıkan bir film.
Tam ihtiyacınız olduğunda tam ihtiyacınız olan filme denk gelirsiniz ya..
İşte ben de tam böyle bir film izlemek istediğimde bu filme denk geldim ♥


Nasıl izlemeye başladım bilmiyorum çünkü çok ön yargılıydım. Ama izleyince anladım ki ben baş rolü başka bir sarışın oyuncuyla karıştırmışım. Diğer sarışının filmlerini sevmiyorum. O açıdan şimdi nasıl oldu da izlemişim bilmiyorum :)
Eğlenceli, komik, romantik.
Klişelerle geçen klişelerle dalga geçen,yormayan sıkmayan güzel bir filmdi.
Eğer böyle bir film arıyorsanız ben tavsiye ederim.

16 Haziran 2019 Pazar

Instant Family

Puanı 7'nin üzerinde komedi filmi bulmak kolay değil sanırım.Tamamen bu nedenle izledim bu filmi.
Ben aşırı komik bir film beklerken güzel bir film izledim.
Tamam çok komik değil ama yer yer komik ama güzel bir film.

Bir çiftin çocuk evlat edinmesiyle değişen hayatlardan bahseden eğlenceli + duygusal güzel bir film.
Ailecek izlenebilir.
Hadi gene iyisiniz, pazar sinemanız benden :P