tabii
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]- [ta'bi:]
Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: ta‧bi‧i
Köken
[düzenle]Belirteç
[düzenle]tabii
- elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak
- Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - A. Ağaoğlu
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Ön ad
[düzenle]tabii
- doğada olan, doğada bulunan
- olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
- Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - A. Rasim
- sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
- Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk
- yapmacık olmayan, doğal
- Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - M. Kaplan
- katıksız, saf, doğal
- Tabii meyve suları.
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "tabii" maddesi