Bu sefer en büyük yerine orta orta boy valize sığmayı becerdim. Aferin bana! Bavula yerleştirileceklerden ziyade bilgisayar, harici bellek ve milyon tane şarj aleti, fotoğraf mak. gibi sayısız elektronik zerzevatla ilgilendim. Egeyi yolda oyalayacak bilumum ıvır zıvıra kafayı yordum. Kendim için indirdiğim filmler ve yanıma aldığım (yedekte) 16 bölümlük Kore dizisi de olmak üzere tam donanımlı bir biçimde iki haftaya hazırlandım.
Geçen haftaysa İdefix Efendiden yüklüce bir kitap siparişim olmuştu. Bu hafta iki tanesini hızla okudum ve çok sevdim. Tarafsız bir biçimde Japonyayı ve Japon insanını anlatan bu kitapları konuyla ilgilenen herkese tavsiye ederim.
Taşköprü günleri içinse yanıma ne zamandır okumak istediğim bir kitap aldım. Yıllar öncesinden ajandama not düşmüş ve her kitap alışımda aklımda olmasına rağmen başka şeylerin aklımı çelmesiyle bir türlü alıp okumayı beceremediğim bir kitaptı. Kısmet bugüneymiş. Gecikmeli olsa da nihayet alabildiğim için pek mutluyum.
Yolda giderken okumak içinse, Kore Mektuplarını seçtim. Bu kitapta epeydir listemdeydi ve en iyisi yolda okumak diyerek bu hafta okumayı es geçtim.
Kısmetse yarın okumaya başlayıp Taşköprü'ye gidene kadar bitiririm diye düşünüyorum. Diğer yandan okunmayı bekleyen çok güzel kitaplarım var ama onları dönüşe sakladım.
Birde yanıma Akira Kurosawa filmleri aldım ki, Taşköprü'de Niğde gazozu eşliğinde bolca kendimi şımartabileyim.
Ben bu iki filmi çocukken izlemiş ve çocuk aklımla bile harika bir film izlediğim farkına varmıştım. Yıllar içinde tekrar tekrar izlemiş olsam da asla bıkmadığım filmlerdir.
Kaç kere izlediğimi bilmediğim diğer filmlerinden bazıları Run (bu filmi kare kare ezbere anlatacak kadar çok izledim!) 7 Samuray ve Dreams......
Şimdi listelerimi gözden geçirip eksik gedik var mı? diye kontrol edecek ve gider ayak İstanbul'da evimde ayaklarımı uzatıp soğuk bir bira eşliğinde Kurosawa filmi izliycem.
İşte böyle...