Friday, December 29, 2006

İnsanın hayatinin en güzel anı

Tubik bana bir video yolladı, youtube'dan. Gözledim doldu resmen.
Şuna bir bakın önce...



Vay be... Dimi?

Kız adına inanılmaz sevindim. Ama böyle birsey bana da olmali diye de azcik kıskandım. Ya aslında beni tanıyanlar bilir. Simdi gidip de Gorgoroth'un vokalisti ile yere uzanıp black metal şarkı söylemek romantik olamayabilir ama yine de yani insanın bu kadar sevdigini bildiği birşeye bu kadar yakın olması, bir anda, beklenmedik bir sekilde, hic ummadığın anda. İnanılmaz.

İlk izlediğimde hakkaten ağlicak gibi oldum, hele o ışıklardan yapılmış kalbi görünce.

Neyse.

---

Evet, yılbaşı geldi çattı. Ne yapacağımızı hala bilmiyoruz. Aslında biliyoruz da, yani. Çok da istemiyoruz. Ne yalan söyleyeyim, ben de tubik pek istemediği için çok istekli değilim. Sonçta herşey beraber dimi. Herkezin süper planları olmadığını da biliyorum. Ama arada bir bize iyi planlar denk gelse, ya da o iyi planlar gerçekleşebilse muhteşem olur. Olmuyor, olamıyor. Ama halledeceğiz biz bu işi. Çözüm çok açık. Az kaldı... Seni seviyorum.

---

Herkeze harika bir yeni yıl ve harika bir bayram diliyorum. Küs olduğunuz falan varsa lütfen barışın. Herkezin zor zamanlarda arkadaşlara ihtiyacı olur. Sevmediklerinize bir şans daha verin, herkeze "İyi bayramlaaaar ve iyi yıllaaaar!!" diyin. İki dilek bir arada, çok güzel. Kocaman gülümsemeler.

Hepinizi seviyoruz.

Tuesday, December 26, 2006

Sosyal yaşam

İnsanlar çalışma hayatına başlandığında sosyal yaşam denilen şeyin nasıl sekteye uğradığını ve ne kadar büyük bir darbe aldığını çok anlattılar. Ancak bu kadar fazlasını hayal bile edememiştim. Sabahın köründe kalk.. Bütün g��n espiri anlayışın da dahil hiç bişeyinin uyuşmadığı insanlarla iletişim kurmaya çalış, bilgisayardan gözünü ayırma, bilmem kaç saatlik trafiği çek ve evine git, yemek ye, sonra dışarı çık.... Tabi halin kalırsa.. Hadi son enerjini de dışarı çıkmak için kullandın diyelim.. Bütün akşam boş bakışlarla etrafı süzüp, uzaktan bir uğultu gibi gelmeye başlayan konuşmaları dinlemeye, anlamaya ve hatta katılmaya çalışmak ayrı, apayrı bir konu başlığı... Sevdiklerine zaman ayıramamak, neşelenip hareketlenmek için gereken enerjiyi bir türlü toparlayamamak ve her geçen gün biriken yorgunluklarla daha da sinik bir hale dönüşmek...

İnsan ömründen çalınıyor resmen...

Karar verdim... Gün içerisinde ne olursa olsun unutup, akşam saatinde yeni bir güne başlıyor havasına bürüneceğim... Elimden geldiği kadar yorgunluğumu görmezden geleceğim ve kimsenin hayatımdan çalmasına izin vermemek için çaba sarfedeceğim... Gün içerisinde o kadar küçük şeyler enerjiden yiyo ki, hepsini gözden geçirdiğimde sadece milyonlarca küçük sineğin midemi pis pis bulandırmış olduğunu görüyorum... Kendime not: sinekleri görmek yok...


---------------------------


Bir-iki haftadır Cenk Paşa bana hiç burun kıvırmadan arabasını teslim ediyor... Açıklıyorum: Bu çağın en büyük icadı kesinlikle ve kesinlikle "otomatik vites"!!!!!!! Süper birşey... Basıyosun gidiyor... Basıyosun duruyor... Ancak belirtmeliyim ki bizim arabamız -hemen de "bizim" arabamız oldu :) - gerçekten çok başka. Bambaşka! Kornası var mesela.. Road Runner kaçmış içine... Çok akıllı bir araba.. Hem de çok zevkli... Hiç kötü müzikler çaldığını hatırlamam.. Bir sürü farı var. En güzel sisler.. Buğulu buğulu bakıyor, polisler de buna bayılıyor tabi(!). Üstelik bu araba ıslakken çok seksi görünüyor! (Tamam bu tamamen Cenk'in sapkın bir fikri) Koltukları rahat, içi sıcacık, ve beni seviyor... Hissediyorum... Ben de onu seviyorum.. Kara şimşek..


---------------------------
Son olarak hepinize tavsiye etmek istediğim bir şey var... Sarhoş olun ve sarhoşken "hang on little tomato" şarkısını dileğinize göre yorumlayarak bağıra bağıra söyleyin!!!! Emin olun çok eğleneceksiniz.

Saygı ve sevgilerimle...

Friday, December 22, 2006

Günler yetmiyor, şunları 36 saat yapalim.

Bu hafta hiç uyumadım desem yeridir. Yahu, nasıl dayanıyorum onu da anlamıyorum. Dün resmen EVE'e de başladım. Tubiki yatırdım, kendim yine 1 saat sonra yattım, o kadar da yorgundum ki. Karar verdim, 24 saat bana yetmiyor. 36 saat olsun. Gerçi öyle de olsa bu sefer 36 saatlik planlar yapılır, yağ şirketleri çalışma saatlerini 8 saat daha artırırlar falan. Kesin, kesin... Ne acımazsız dünya.

Bu arada sakın sormayın, yılbaşında ne yapacağımız bilmiyoruz. Kimse bilmiyor zaten. Hatta durumum iyice kötüleşti, artık yılbaşı için biri bana "Oha abi, yıkılan yılbaşı planımız var, siz de gelsenize, süper bişey." dese adama kesinlikle inanmayacak duruma geldim. Herkezin mi yılbaşı planı sıkıcı ve kötü olur, herkez mi şikayet eder. Bence yılbaşı programları mutlu olmak için değil de, "Ulan bu sene feci eğlenmeliyim, geçen sene çok kötüydü, mnakoymalıyım bu yılbaşının!" hırsıyla yapılıyor artık. Son bir kaç senedir bizim Selo dışında iyi bir yılbaşı geçirdim diyen birini hatırlamıyorum. Bunu bir sebebi olmalı. Konunun derinine inip çözersem çok iyi yılbaşı planları yapabileceğimi düşünüyorum. Amaaan... bu şafaktan sonra...

---

Ha bu arada Ender kızabilir ama dün gece CHSN'a geri döndüm. Adamlar güneye taşınmış falan. Enteresan olmuş. 38 jump uzaktalar, o da benim apply ettiğim yerden yani. Orası da 18 jump uzaktaydı. Demek ki toplamda yaklaşık 55 jump uzakta yeni bir hayat beni bekliyor. Elveda Lonetrek.

Wednesday, December 20, 2006

Yeni bir işin bünyedeki etkileri

İnsanın hayatta gelmek istediği noktayla geldiği nokta arasında dağlar kadar fark olmasının sebebi insanın kendisi midir, yoksa dış mihrakların etkisi mi? Ya da insanın ruhunun hiç bilmediği, daha önce hiç tanışmadığı, tanışmaya cesaret edemediği ezik parçasıyla dış mihrakların ittifakının sonucu bir taraflara savrulması mıdır bu durum? Peki sizce müdür müdür müdür?

Kafanız karışmasın. Gerek yok... Benimki yeterince karışık. Sadece şu an bulunduğum nokta konusunda kendime ne kadar kızmam gerekir onun muhasebesini yapmaya çalışıyorum. Ve sanırım başaramıyorum. Hem ben burada kendi kendime takılırken neden "siz" gibi ifadelerle üçüncü sınıf köşe yazarı triplerine giriyorum onu da bilemiyorum. Sanırım müdürümle ilgili problemlerim var. Şu an bunları düşünmek istemiyorum.. Düşünmek istemediğimden mütevellit kendimi görmek istediğimden çok uzak bir başka noktaya daha yelken açıyorum... ve bu konuyu kapatıyorum...

Şu ana kadar yazmış olduğum satırlarımdan halinden memnuniyetsiz, üzgün, morali bozuk, depresif bir halde olduğumun sanılmasını hiç istemem. Zira bugün işten tam bir saat erken çıkacağım. Beni çok sevgili sevgilim Cenk alacak üstelik. Hoş yanında bir de kurbağa getirecek ama olsun. Evime gideceğim, üstümü başımı değiştireceğim, annemden günlük rutin azarımı işitip babamdan rutin ayarımı yiyeceğim ve muhtemelen nargileye gideceğim. Kısacası Avrupa Yakası'nı bu akşam da kaçıracağım ve buna yarın sabah pişman olacağım. Belki Cenk bir kıyak yapar da Avrupa Yakası'nı beraber izleyeceğimiz bir organizasyon yapar. Hmm? Kim bilebilir ki? (mesajın alındığını umut ediyorum... öhömmmm..)

Her neyse. Korkarım ki sabahtan yanıma Gebze Opet'ten almış olduğum acil durum poğaçalarını yemem gerekiyor.. Evet doğru.. Gebze'de çalışmaktayım. Hatta sağımızda ve solumuzda kömürcüler, bünyemizde el ele dolaşmayı seven ördekler var...

Esen kalın efendim..

Tuesday, December 19, 2006

Endüstriyel Yağ Nasıl Birşey?

Girdik bir hengamenin içine, hayırlısı olsun. Adamı arıyorsun, paranı istiyorsun, vermiyor, zorla mı sattık arkadaşım sana yağı? Bu blogu yazarken aynı zamanda ilk kişisel müşterimle de bir konuşma yaptım, heyecanlıydım çok. Satış yapacaktım, ziyarete gidecektim falan derken kadına dedim ki, hanfendü, kaç tane tezgahınız var dedim? 1 dedi. Bir. Eins.

Müdürüm inanamayacak bu kadar çok para kazandıracağıma...

Ha bu arada, ben bu blog işine tamamen boduru kıskanarak girdim. Kendisinin blogu da şuralarda biryerlerde olacaktı.

---

Bu arada tüm karşı görüşlere rağmen Ender'le EVE'e tekrardan dönme kararı aldık. Tubik ve Selin ne diyecek diye de merak ediyorduk, nargilede konuyu açtık, pek bişey denmedi. Ender yine prensipli davranıp saat tutarak oynicakmış. Ulan saat tutarak oyun mu oynanır, deli gibi.

Neyse, yeni yıl gibi başlarız herhalde. Bilmeyenler için, http://www.eve-online.com . Bilenler için Vexor ve Harpy resmi de ektedir. Vexor biraz uzakta, gözükmüyor ama idare edin. :)