Güz Sonatı

Charlotte, meşhur ve yetenekli bir piyanisttir. Bir hafta sonu Norveç'in kırsalında yaşayan kızı Eva'yı ziyaret eder. İkili birbirlerini en son 7 yıl önce görmüştür. Eva bu zaman zarfından köyün rahibi Viktor ile evlenmiş ve bir çocuk sahibi olmuş ancak 4 yaşına gelen çocuğu ölmüştür. Bunun üzerine Eva yürüyemeyen ve bakıma muhtaç engelli kardeşi Helena'yı evine alarak onun bakımını üstlenmeye başlamıştır. Bunun öncesinde Helena, anneleri Charlotte tarafından pahalı bir bakım evine verilmiştir.

Eva, annesinin ziyareti üzerine aralarında bir yakınlaşma yaşanacağını umsa da, kendini beğenmiş annesi gibi o da belirli roller oynamaktadır. Başlangıçta oynanan iyi kız iyi anne oyunları nihayet bozulmaya ve ikilinin arasındaki problemler gün yüzüne çıkmaya başlar. Bunun sebeplerinden biri Charlotte'un Helena'nın evdeki varlığını öğrenmesidir. Kızı ile karşılaşan Charlotte, onu terk etmiş olmasına rağmen yine yalanlar söyleyerek onu sevdiğini ve özlediğini ifade eder.

Eva, annesinin geldiği ilk akşam ona Frédéric Chopin Prélude Nr. 2 a-moll isimli parçasını çalar ancak annesi Eva'nın çalışını beğenmez ve ona nasıl doğru çalınması gerektiğini kendisi çalarak gösterir. Bu esnada Eva'nın annesi üzerine bakışları, adeta bundan sonra yaşanacaklara bir hazırlık gibidir. Gece yarısı annesine nihayet açılmayı başaran Eva, ona hiç sevgi göstermediğini ve hem kendisinin hem de Helena'nın hayatındaki acıların kaynağının kendisi olduğunu anlatan uzun bir tirat atar. Charlotte hayatını müzik kariyerini ön plana alarak yaşamış ve çocuklarına gereken ilgiyi göstermemiştir. Bundan ötürü de Eva duygularını sürekli bastırmıştır. Kızının söyledikleri karşısında şoke olan Charlotte, kendisinin de çocukken ailesinden hiç sevgi görmediğini itiraf ederek af ister ve ertesi gün evi terk eder.

Annesinin evi terk etmeksi üzerine yaşanan konuşmaların Eva'ya yardımı olduğu görünür. Annesine barışçıl bir edada mektup yazar. Belki de bundan sonra ikilinin arası düzelecektir.