Allah

Arapça "Tanrı"

Allah[a] (Arapçaالله, romanize: Allāh, Arapça telaffuz: [ɑɫˈɫɑː(h)]), İbrahimî dinlerde geçen tek Tanrı'yı ifade eden Arapça sözcüktür.[2][3][4] Allah ismini Müslümanlar dışında Hristiyan Türkler[5], Gagavuzlar[6], Yahudi Arapçası konuşan Yemen Yahudileri ve bazı Mizrahi Yahudileri topluluklarıyla Malta'da yaşayan Roma Katolikleri, Orta Doğulu Semitik Hristiyanlar olan Arap Hristiyanlar, Aramiler, Maruniler, Süryaniler ve Keldaniler de kullanır.[7]

İbrahimî dinlerin kitaplarında Tanrı kişileştirilmiş bir yaratıcıdır. Birincil kişi olarak konuşur ve bazen insanların karşısına "insan görüntüsü" ile çıkar.[8] İslam'da Allah Müntakim (intikam alan), Mütekebbir (büyüklenen)dir. Ayrıca Sabur (çok sabırlı), celil (Celalet; 1/azamet, 2/hiddetlilik, hışım), rahim (çok merhametli), halim (yumuşak huylu), vedud (sevecen) gibi insani duygular ifade eden isimlerle de anılır ve insana ait özelliklerin de aslında Allah'a ait olduğu ifade edilir. Hristiyanlıkta Tanrı baba gibi, Sufîlikte arkadaş gibidir.[9] Tanah'ta da Yahve'nin sık sık kişileştirildiği görülür.

Tanrı hakkında teşbihi antropomorfik bir dil kullanılıp kullanılamayacağı Yahudi, Hristiyan ve İslam düşünce tarihinde oldukça yoğun tartışmaların konusu olmuştur. İbrahimî dinlerin kutsal kitaplarında Tanrı'yı teşbih eden, antropomorfik örneklere rastlanabileceği gibi O'nu yaratıklara benzemekten tenzih eden ifadelere de rastlanmaktadır. Genel bir bakışla Kur'an ve Kitâb-ı Mukaddes'te tenzihten çok teşbihin var olduğu söylenebilir.[10]

Etimoloji ve tarihî kullanım

Allah, aslen Arapça bir kelimedir.[11] Bazıları İbranicedeki “İyl” veya Süryanice ve Kildancadaki “İlaha” kelimelerinden türediğini ileri sürmüşlerdir.[12] Elbette sırf benzerlik, kelimenin Arapça olmadığına ve başka dillerden alındığına delalet etmez.[13]

Ad hakkındaki Müslüman görüşleri

İsmail Hakkı Altuntaş "Allah kelimesinin 'ilah'dan türetilmiş olduğu bunun da Sami dinlerin ortak kullanımı olan El/İl den türetilmiş olduğu daha kabul edilebilir bir görüştür. Pagan baş Tanrısı ölümsüz El’in isminin geçirdiği linguistik değişmelerin Hem Yahudilere hem Müslümanların hem de diğer birçok dinin Tanrı isimlerinin oluşumunda katkıda bulunmuş olacağı ihtimali kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Bütün dinler bir önceki dinlerin inanç, dil, kültür, yaşam, dünya görüşü gibi birçok ögelerinden beslenerek gelişmişlerdir. Aramca-Süryanice konuşan İsa da Tanrı'ya son nefesinde şöyle diyordu: 'Eli, Eli, lama şevaktani', ‘Tanrım, Tanrım beni neden terk ettin?” demiştir.[14]

Arapçadaki “ilah” adının, Süryanice olduğu, “Laha” veya Aramice “alâha” kelimesiyle ilgili olacağı üzerinde duranlar da olmuştur.[kaynak belirtilmeli]

Diyanet İşleri Başkanlığına göre İslamda Allah'ın tek, karşıtı, benzeri ve ortağı olmayan yaratıcının "özel adı" olduğuna, ayrıca bu ismin kemal, cemal ve celal sıfatlarının ifade ettiği anlamların tamamını kapsadığına, ismin Türkçe "Tanrı", Arapça "ilah", İngilizce "god", Almanca "gott", Farsça "hüda" gibi Tanrı için ad olarak kullanılan bütün kelimelerden farklı olduğuna inanılır.[15][ölü/kırık bağlantı]

Buna göre İlah, tanrı, rab gibi kelimeler cins adı sayılır, çoğul olarak kullanılabilirler.[15][ölü/kırık bağlantı]

Diyanet İşleri Başkanlığınca Allah isminin "el-ilah" kelimesinden türediği görüşü tercih edilmiştir.[15][ölü/kırık bağlantı]

Allah inancının gelişimi

İslam öncesi değişimler: İbrani dini metinlerindeki Tanrı ile ilgili insanbiçimci anlatımlar zaman içerisinde hafifletilir veya yok edilirler. Örneğin Kitab-ı Mukaddes’teki Yunus kitabının, Midraş türü, tarihi bir gerçekliğe dayanmayan, eğitim veya öğüt amaçlı[16][17] Tevrat kıssasında Yahudi tercümanlar, antik metindeki insanbiçimci betimlemeleri kaldırmıştır.

Yunus 1:6'da Masoretik Metin'de (MT) "...Tanrı belki halimizi görür de yok olmayız..." diye yazarken Yunus Targum'unda bu pasaj "...belki Tanrı'dan üzerimize rahmet gelir..." yazmaktadır. Gemi kaptanının teklifi tanrısal geleceği değiştirmekten çok tanrısal acımayı elde etmeye yöneliktir. MT'de Yunus 3:9'da "Belki o zaman Tanrı düşüncesini değiştirip bize acır, kızgın öfkesinden döner de yok olmayız" derken Targum'da "Her kimin anlayışında günah varsa tövbe etsin ve Tanrı tarafından bize acınacak" yazar. Tanrı düşüncesini değiştirmemektedir, acımaktadır.

Muazzez İlmiye Çığ'a göre İbrahimi dinlerde tanrı tarih içerisinde insanbiçimci tanımlamalardan arındırılarak daha soyut kavramlarla ifade edilen, değişerek gelişen bir figürdür. Başlangıçta gökte bir saray içerisinde, etrafında bir sürü yaratıkla yaşayan, göğe merdivenle inip çıkan, diğer tanrıları da tanıyan insan biçiminde bir aile veya klan tanrısı iken, zaman içerisinde seks yaşamları ve insani özellikleri yok edilerek sadece melekler ve şeytanlar üzerinden konuşan ulusal ve son aşamada evrensel tanrı figürüne dönüşür.[18] Bu aşamada evrenin yaratıcısı olan Tanrı; sonsuz, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen bir tanrıdır. Günümüzde İbrahimî dinler Tanrı'nın zamandan ve mekandan bağımsız olduğuna inanır, bu yüzden Tanrı somut evrenden bağımsızdır ancak yine de yakarışları duyar ve tepki verir.

İslam'da Allah inancının gelişimi

Tek ve benzersiz Allah inancı İslami tevhid inancının temelidir. "Allah" sözcüğü Kur'ân'da 2699 kez tekrarlanır. İhlas Suresi, İslâm'ın Allah inancını özetler: "De ki; O Allah bir tektir. Allah Samed'dir. Doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve O'na hiçbir şey denk olmamıştır."

Bunun yanında; "Allah, Âdem'i kendi biçiminde yarattı",[19] "Resulullah buyurdular ki: "Biriniz sırtüstü uzanıp, sonra da ayak ayak üstüne atmasın.",[20] Resulullah'ı dinledim, "O gün bacak açılır ve secdeye çağrılırlar ama güç yetiremezler" (Kalem 42) mealindeki ayetle ilgili olarak şöyle diyordu: "Rabbimiz baldırını açar, her mü'min erkek ve her mü'min kadın O'na secde eder. Dünyada iken kendisine ikiyüzlülük ve gösteriş olarak secde edenler geri kalırlar. Onlar da secde etmeye kalkarlar, ancak sırtları bükülmeyen yekpare bir tabakaya dönüşür[21] ve benzeri anlatımlar dini kaynaklarda yer alır.

Din bilginleri yaratıklara benzemeyen ve her türlü eksik sıfatın dışında tutulduğunu, Allah anlatımıyla çelişen insan biçimci anlatımları müteşâbih (kapalı anlamlı) olarak nitelendirip gerçek anlamının bilinemeyeceğini söylerler.[22]

Kur’an ve hadis anlatımlarında Allah kızar ve öfkelenir, "öç alma" yoluna gider, yatışır, düşünür, acır (Rahim), bağışlar; "efendi (Rabb) ve "kral" (Melik) olur, evi ve tahtı vardır.[23] "Zorba" (Cebbar), "sevecen, "(Vedûd), öfkelidir (Celil). Kur'an'da insansı bir dil ile Muğire Oğlu Velid'e zenim (soysuz) şeklinde hakaret edilir.[24] Kur'an’da Allah'ın 99 ismi arasında verilen intikam alan, sabırlı olan gibi isimler ile (ant içme, beddua etme,[25] hikâyeler anlatma, kendisine dostlar ve düşmanlar edinme gibi) eylemler kişisel tanrı olarak tanımlanan ve Tanrı’ya insanî sıfatlar atfeden diğer örneklerdir.

İslamda selef devri olarak adlandırılan, başlangıçta sorgulanmayan ve inanç açısından sorun olarak görülmeyen Allah’ın zatı, sıfatları ve eylemleriyle ilgili inancın teşbih-tenzih tartışmaları üzerinden belirli değişimler geçirdiği, gökyüzünde arşta (koltuk) oturan, iki eli,[26] yüzü,[27][28] "gözler"i,[29][30][31][32] karnı, bacağı gibi insani sıfatlarla tanımlanan yaratıcı inancının kelamcılar tarafından sorgulandığı, bu kapsamda farklı görüş ve mezheplerin ortaya çıktığı görülür.[33]

  • Maturidi-Eşari: Görme ve duyma gibi sınırlı bir insan-tanrı benzetmesini kabul eder. Kur'an'da geçen Allah'ın eli, yüzü vb. ifadeler müteşabih kavramı ile açıklanır.
  • Şiî: Sembolik ifadelerle Allah'ın anlatılmasını onaylar.
  • Sufî: Allah'ın şeklinin olmadığına, sonsuz olduğuna, şimdiki halimizin onu görmeye gücünün yetmediğine ve Allah'ın "her yerde" olduğuna inanır.
  • Mutezile-Cehmiyye: Cehmiyye ve İslamda akılcı mezhep olarak bilinen Mutezile Tevhide aykırı bularak Allah'ın herhangi bir şekilde insana benzetilmesine karşı çıkar ve soyutlama yapar.[34][35]
  • Mücessime, Müşebbihe, Selefi, Vahhabi: Allah'ı teşbihlerle anlatır, ona gerçek anlamda el-yüz atfeder ve arşta oturduğunu kabul eder. Selefiliğin teorisyeni kabul edilen İbni Teymiyye "Allah, arş kadardır, ne ondan büyük ne de ondan küçüktür." ifadelerini kullanmıştır.[36]
  • Tefvizcilik: Müteşâbih ayetleri sorgulamaz ve olduğu gibi kabul eder. Tamamen zahirî ispat etmeye çalışmaz veya te'vil etmez. Onun yerine ayeti olduğu gibi kabul edip bu soruları sormaz ve dile getirmez. Selef-i Salihîn'de bunun yapıldığı görülmektedir.

İslam din felsefesinin geleneksel adı olan Kelâmcılıkta Allah'a zaman ve mekan izafe edilmesi onun cismanileştirilmesi olarak değerlendirilir. Ayrıca Allah'ın insana benzetilmes müşebbihe olarak tanımlanır, İslâmdışı ve küfür kabul edilerek reddedilir.[37] Tevrat'taki "Yakup ile güreşe tutuşan Tanrı" (Hoşea 12:3) ve Hristiyanlık üçlemesindeki "Baba Tanrı" figürü eleştirilir. Kelâmcılar Kur'ân ve kudsi hadisler gibi İslâmî kaynaklarda kullanılan Allah'a mekân (gök, arş (taht) izafe eden (Taha-5 ve Araf 54))[38] ve “Allah’ın eli” Allah'ın yüzü”, "insanın Rahmân suretinde yaratılması"[39][40] gibi ifadelerle Allah'ın işitmesi, görmesi gibi ifadeleri mecazi ifadeler olarak tanımlarlar.[41]

İslam'da Arş

Allah melekler tarafından taşınan ve kendisine övgüler sunularak etrafında dönülen arş adı verilen bir tahtta oturur.[42] Âlemin idaresi de buradan yapılmaktadır.[43] Arş koç veya insan, arslan, öküz, kartal yüzlü meleklerce taşınır. Bazı rivayetlerde sayıları dört olan taşıyıcıların sayısının ahirette bazı peygamberlerin de katılmasıyla sekize ulaşacağı, Allah'ı tespih ederken Arapça, diğer zamanlarda ise Farsça konuştukları rivayet edilir.[44] Malzeme ve ebad: Rivayetlere göre arş nurdan, nur suyundan veya yakuttan yaratılmış büyük sütunları bulunan bir tahttır.[45] Arş altı, üstü, sağı, solu, ağırlığı, gölgesi, köşeleri, sütunları olan, kubbe şeklinde büyük bir nesnedir.[46] Yedi gök ile yer, kürsüye göre çölün ortasına atılmış bir yüzük halkası, Arşın kürsüye göre büyüklüğü ise, çölün halkaya olan büyüklüğü kadardır.[47] Yeri: Arş yedinci göğün üzerindeki firdevs/ adn cennetinin üstünde, Allah da arşın üzerinde bulunmaktadır. Güneşin yörüngesi arşın altındadır ve güneş ışığını arşın nurundan alır.[48]

Kelamcılara göre Allah'ın sıfatları

Allah'ın sıfatları İslam akait mezheplerini oluşturan ve kendilerine kelamcı denilen İslâm felsefecileri tarafından tanımlanan sıfatları ifade eder. Tartışmalar İslam entelektüelizminde zamanla daha soyut (müteal, varlıküstü) bir tanrı tanımlamasını da beraberinde getirmiştir. Kelamda Allah'ın vücudu veya varlığı, şuunat olarak ifade edilen fiilleri, isimleri ve sıfatları ile ele alınmıştır.

Kelamcılara göre Allah'ın kendisi bilinmez, Allah'ı bilmek, sıfatlarını bilmekle olur. Mezheplere göre farklılık arz etmekle beraber, Allah'ın sıfatları uluhiyetin ayrılmaz gereği olarak kabul edilen zatî ve subûtî sıfatlardan oluşur;

Zatî sıfatlar
Sadece Allah'ta mevcut olduğuna inanılan sıfatlardır. Varlığının vacib (zorunlu) olması (vücud, İbn-i Sînâ'ya ait tabirle (vâcibülvücûd), ezeli oluşu (kıdem), bâki oluşu (beka), tek ilah oluşu (Vahdaniyyet), varlıklarına benzememesi (Muhalefetun lil havadis), hiçbir şeye ihtiyacı olmaması, kendi nefsi ile kaim olması (Kıyam bi nefsihi).
Subûtî sıfatlar
Kelamcılar tarafından Allah'ın mahiyyet-i nefsü'l emriyesinde sabit ve daimi olan, ancak diğer varlıklarda da benzerleri bulunan sıfatlar olarak tanımlanırlar. Hayat sahibi oluşu, ilim sahibi oluşu, işitmesi (Semi), görmesi (basar), irade etmesi, bir şeyi dilemesi (İrade), gücünün yetmesi (kudret), söz söylemesi (Kelam) olarak sıralanabilir. Yaratma (Tekvin) da subûtî sıfatlardan kabul edilmiştir.
Kelam anlayışında Allah'ın varlığı ve birliğinin delilleri

Kelâmcılar arasında Allah'ın varlığının ispatı ve sıfatları kelamcılar uzun tartışmalara konu olmuştur. Kelâmcılar Allah'ın mahiyetinin bilinemeyeceğini, ne olmadığının ise akılla bilinebileceğini ifade ederler. Buna göre Allah'ın benzeri olmadığı gibi, zıddı da yoktur.

İyilik ve kötülük tanrısının ayrı düşünüldüğü Manicilik ve Zerdüştçülük gibi dinlerden farklı olarak, İslam tek tanrı inancını benimsemiş ve “iyilikler gibi kötülükler de Allah'tandır” ön kabulü imanın esaslarından sayılmıştır.

Kelâmcılar Allah'ın varlığını kanıtlama amacıyla bazı önermeler saymışlardır:

  • Hudus delili: "Evren'deki her şey sonradan olduğuna göre bunların öncesinde ve bunların hepsine sebep (ilk sebep) olan bir varlık olmalıdır."
  • Nizam delili: "Evren'deki nizam bir nizam kurucunun varlığını kanıtlar."
  • İmkan delili: "Evren'deki her şeyin olması da mümkündür, olmaması da. Bu kuralın bir istisnası olmalıdır, yani yokluğu imkânsız olan, Allah'tır."
  • İlm-i evvel delili: "Evren'deki her şey ilim (ön bilgi) ile var olabilir. Bu bilgiye sahip birisi olmalıdır."
  • Kabul-u amme delili: "Herkes Tanrı'nın varlığını kabul eder, öyleyse vardır."

Diğerleri: İbda delili, İhtira delili, Burhan-i Inni (Eserden muessire), Burhan-i Limmi (Muessirden esere), Burhan-i Temanu, Burhan-i Telazum.[kaynak belirtilmeli]

Zatî sıfatlardan olan vahdaniyyet, İslâmi literatürde, Hristiyanlıkla ilgili en bariz farklılığı oluşturması nedeniyle, önemli yer tutar. İhlas Suresi'nde formüle edilen şekliyle, Allah birdir (sayı olarak - vahidiyyet) ve benzersizdir. (mahiyyet-i nefs-ül emriyesi itibarıyla - ehadiyyet).

Sufî görüşleri

Sufîlere göre Allah her şeyde ayandır (görünen) ve aslında her şeydir. Onun dışındaki varlık alemi, varlığı ve yokluğu eşit olan bir hayaldir. Allah insanların şekline ve vücuduna girer (hulul) ve kendisiyle konuşulur, arkadaşlık kurulur.

Hallâc-ı Mansûr'a göre ise Müşebbihe itikadî mezhebindeki görüşlere benzer fikirlere inanmak büyük günahlardan sayılmakta ve neticede kişiyi "tevhîd" inancının dışına iterek, onun varlığının inkârına kadar sürüklemekteydi.[49][50]

Allah'ın isimleri

“Allah’ın isimleri” (Ar. "el-Esmâü'l-Hüsnâ", Tr. "En Güzel İsimler"), Kur’an ve hadislerde Allah'a izafe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah'ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir. İslâmî mistisizmde 99 tanesi şifacılık, ritüel ve dualarda kullanılır.[51] İslâm toplumunda bunların dışında Rab, "Hüda", Yezdan, Çalab gibi isimler de Allah için kullanılırlar.

Bu isimlerin bir kısmı, yeni söyleyiş ve anlamsal yüklemeler yapılarak Araplaştırılmış kelime köklerinden türeyen isimlerden oluşur; Allah, Halik, Malik, Hakem, Hannan, Sultan, Kebir, Fatır, Fettah, Rab, Hadi, Tevvab, Musavvir, Kuddüs vb.[52]

Kur'an'da isimleri anılan peygamberler ve bunların kitapları kendilerini sıklıkla Yahve'ye bağlamalarına rağmen[53][54][55] İslam'da Yahve/Yehova ismi kullanılmaz ve bilinmez. Kur'an'da Cebrail, Mikail gibi melek isimleri diğer İbrahimi dinlerde olduğu gibi El (ya da İl) ile bağlantılıdırlar. Kur'an'da da geçen ve İslam'da geleneksel olarak dualara başlarken kullanılan Allahumme, İbranice (olasılıkla) Elohim kelimesinin Arapça telaffuzundan ibaret bir kelimeydi. Elohim İbranicede "majesteleri!" ifadesinde olduğu gibi yüceltme amaçlı çoğul ("Tanrılar!" gibi) olarak kullanılmaktaydı.[56][57] Yahudilikte Yahve yerine kullanılan isimlerden olan Rab (efendi, ağa, İng. Lord) kelimesi de Kur'an'da sıklıkla Allah için kullanılır. Yahve yerine kullanılan kelimelerin 10 emir arasında bulunan "Tanrın Yahve'nin adını boş yere ağzına almayacaksın, Yoksa Yahve bunu cezasız bırakmayacak"[58] ifadesi ile bağlantılı olarak Yahudiler arasında yerleştiği düşünülüyor.[59] Kuran'da Allah için en sık kullanılan isim/sıfatlardan bir diğeri de (Arap kökenli olmayan) Rahman'dır.[57][60] Bu sıfat teriminin (Rahmanan/Rahman) bilinen en eski kullanımı Akadca ve Aramice'de Hadad'a adanmış bir yazıtta bulunur.[61]

Ayrıca Esmâü'l-Hüsnâ'da geçen Celil (büyük, ulu, hışımlı, öfkeli),[kaynak belirtilmeli] Mütekebbir (büyüklenen), Sabur (Sabreden), Müntakim (intikam alan) gibi bazı isimleri ise antropomorfik çağrışımları olan isimlerdir.

Bu isimlerden Ahad, Samed kelimeleriyle Azîz, Rahmân, Malik, Vedud gibi isimler Arap mitolojisi'nde tapınılmakta olan yerel tanrı isimlerine benzerlikleriyle dikkat çekerler. Muazzez İlmiye Çığ bir örnekle bunun tek tanrıcılığa giden yolda gerçekleştirilen değişimlerden birisi olduğunu kaydeder.[62] İslam öncesi Arap toplumunda var olan tanrı isimlerinden Allah adının Al-lat, Mennan'ın Menat, Aziz'in Uzza ile olan fonetik-etimolojik bağlantısı dini çevrelerin de dikkatini çekmiş,[63] konuya antropolojik yaklaşımdan farklı, Allah'ı ve İslamı merkeze alan açıklamalar getirilmiştir.

Notlar

  1. ^ Bu sözcüğün, diğer semitik dillerdeki karşılığı şunlardır: İbraniceאלהא, Tiberyan: Elaha, Aramiceܐܠܗܐ, ʼĔlāhā; Kutsal Aramice: ܐܲܠܵܗܵܐ, ʼAlâhâ.[1]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel
  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2014. 
  2. ^ "God". Islam: Empire of Faith. PBS. 27 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2010. 
  3. ^ "Islam and Christianity", Encyclopedia of Christianity (2001): Arabic-speaking Christians and Jews also refer to God as Allāh.
  4. ^ Gardet, L. "Allah". Bearman, P.; Bianquis, Th.; Bosworth, C.E.; van Donzel, E.; Heinrichs, W.P. (Ed.). Encyclopaedia of Islam Online. Brill Online. 3 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2007. 
  5. ^ "CET Başkanı Mons. Martin KMETEC, 2024 yılını Türkiye Efkaristiya Yılı olarak ilan etti". 12 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2024. 
  6. ^ "Gagavuzca Dua Kitabı" (PDF). 16 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Mayıs 2024. 
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2020. 
  8. ^ Williams, W. Wesley, "A study of anthropomorphic theophany and Visio Dei in the Hebrew Bible, the Qur'an and early Sunni Islam", University of Michigan, March 2009
  9. ^ "The man who realizes God as a friend is never lonely in the world, neither in this world nor in the hereafter. There is always a friend, a friend in the crowd, a friend in the solitude; or while he is asleep, unconscious of this outer world, and when he is awake and conscious of it. In both cases the friend is there in his thought, in his imagination, in his heart, in his soul." Hazrat Inayat Khan, quoted from The Sufi Message of Hazrat Inayat Khan
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 18 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Nisan 2017. 
  11. ^ Fahri Razi, Tefsirü'l-Kebir, c. 1, s. 1363.
  12. ^ Fahri Razi, Tefsirü'l Kebir, c. 1, s. 1363; Sadıki, el-Furkan, c. 1, s. 82, 83.
  13. ^ Muhakkik, Esma ve Sıfatı İlahi, c. 1, s. 31; Subhani, Mefahimu’l-Kur’an, c. 6, s. 110.
  14. ^ "Arşivlenmiş kopya". 30 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2017. 
  15. ^ a b c "Din İşleri Yüksek Kurulu-Dinî Kavramlar Sözlüğü". kurul.diyanet.gov.tr. 15 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Kasım 2014. 
  16. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 9 Şubat 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2012. 
  17. ^ "Arşivlenmiş kopya". 30 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2020. 
  18. ^ M. İlmiye Çığ, İbrahim Peygamber, s. 20.
  19. ^ Buhari, e's-Sahih, hadis no: 1367; Müslim, hadis no: 2841.
  20. ^ Müslim, e's-Sahih, Kitabu'I-Libâs/72-74, hadis no: 2099; Ebu Dâvûd, Sünen, Kita-bu'l-Edeb/35, hadis no: 2767
  21. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2021. 
  22. ^ ""Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir." anlamındaki hadisi nasıl anlamak gerekir? » Sorularla İslamiyet". Sorularla İslamiyet. 30 Ocak 2007. 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2021. 
  23. ^ "Hakka 17". 27 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2020. 
  24. ^ "Kalem 13". 23 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2020. 
  25. ^ Tebe 30, Zariyat 8–11, Münafıkun 4, Müddeessir 18–25, Tebbet 1-5
  26. ^ Sad 75
  27. ^ Bakara 115
  28. ^ Rahman 27
  29. ^ Hud 37
  30. ^ Mü'mimun 27
  31. ^ Tur 48
  32. ^ Taha 39
  33. ^ Mehmet Fatih Birgül (2014). "İLM-İ KELÂM'IN DOĞUŞU VE DOĞASI HAKKINDA FELSEFÎ BİR TAHLİL". Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 23 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2024. 
  34. ^ "Beytulhikme Felsefe Dergisi". 8 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2014. 
  35. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2014. 
  36. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2020. 
  37. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 7 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2017. 
  38. ^ "Sahih Hadisler". www.sahihhadisler.com. 15 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2020. 
  39. ^ Buhari İstizan, 1
  40. ^ Müslim 1, 115
  41. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2012. 
  42. ^ Taha 5; Zümer 75; Mü'min 7; Hakka 17
  43. ^ Ahmed b. Hanbel, s. 102; İbn Teymiyye, resail, IV, 111-112
  44. ^ Taberi, XXIV, 19, 26; XXIX, 33; Zemahşeri, III, 415; Kazvini, I, 86
  45. ^ Buhari, Halku efalil ibad, s. 194; Tirmizi, daavat, 79; İbn Hacer, 239
  46. ^ Buhari, Tevḥid 22, 23; Müslim, iman 327, Tevbe 14, Zikir 61-63; Tirmizi, tefsir 41
  47. ^ İbn Belban, el-İhsân fî takrîbi Sahîhi İbni Hibbân, II, 66, nr. 361
  48. ^ Buhari, Tevḥid 23; Müslim, iman 250-251
  49. ^ Öztürk, Yaşar Nuri, En-el Hak İsyanı – Hallâc-ı Mansûr (Darağacında Miraç), Cilt 2, Sahife 187, Yeni Boyut, 2011. (Tâ-Sîn âyetinin izâhatı ve İslâm'da "tevhîd" i'tikadının müdafası için, Hallâc-ı Mansûr “Tâvasîn” adlı meşhur eserini yazmıştır.)
  50. ^ Massignon, Louis, Hallâc-ı Mansûr’un “Kitâb’ût-Tavâsîn” adlı eserinin Farsçadan tercüme şerhini yapan Zuzbâhan Baklî’nin eseriyle birlikte hazırlattığı tetebbunâmesi.
  51. ^ Dr. Ramazan SÖNMEZ (2010). "el-ESMÂÜ'L-HÜSNÂ ( ESMÂ-Ġ HÜSNÂ )" (PDF). web.archive.org. 23 Aralık 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2024. 
  52. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; ReferenceA isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  53. ^ İlyas İbranice "Benim tanrım Yahu/Jah"tır anlamına gelen bir kelimedir. New Bible Dictionary. 1982 (second edition). Tyndale Press, Wheaton, IL, USA. ISBN 0-8423-4667-8, p. 319
  54. ^ Wells, John C. (1990). Longman pronunciation dictionary. Harlow, England: Longman. s. 239. ISBN 0-582-05383-8.  entry "Elijah"
  55. ^ "Orijinal İbranice metinlerde 6 bin 828 defa YHVH kullanımı yer alır." Wilhelm Gesenius (Hrsg.): Hebräisches und Aramäisches Handwörterbuch über das Alte Testament. Zweite Teillieferung. 18. Auflage. Springer, 1995, ISBN 3-540-58048-4, S. 446.
  56. ^ Hastings, James, (Ed.) (1913). Encyclopædia of Religion and Ethics, Volume VI: Fiction–Hyksos. Edinburgh: T. & T. Clark. s. 248. 
  57. ^ a b Jeffery, Arthur (1938). The Foreign Vocabulary Of The Quran. Osmania University, Digital Library Of India. Oriental Institute Barods. 
  58. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2021. 
  59. ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2021. 
  60. ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2012. 
  61. ^ Kościelniak, Krzysztof (7 Kasım 2011). "Jewish and Christian religious influences on pre-Islamic Arabia on the example of the term RḤMNN ("the Merciful")". Orientalia Christiana Cracoviensia (İngilizce). 3: 67-74. doi:10.15633/ochc.1024 . ISSN 2450-2936. 18 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2021. 
  62. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 5 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2012. 
  63. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2017. 
  64. ^ "Arş1 Kelime Kökeni, Kelimesinin Anlamı - Etimoloji". www.etimolojiturkce.com. 27 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2024. 
  65. ^ "The Religious Life of Palmyra". 16 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2012. 
Genel