Sevgili
Emre beni mimlemiş bugün. Konu aşk. Hazır Bülent'ciğimi bir saksıya bile koymayı unutmuşken bu hatayı telafi edip ilk olarak dördümüzü seramik olmasada kağıt üzerine çizeyim dedim:))
Nasıl başlasam bilemiyorum.. Bülent ile ben, bizi en yakından tanıyan
Çakıl'ımın dediğine göre tencere kapakmışız. Ama öyle uyumlu falan olduğumuzdan değil.. Tam tersine kimsenin tahammül edemeyeceği acayip huylarımız nedeniyle:))) Birbirine zıt iki dünyayız aslında.. Örnek vermek gerekirse;
Ben acayip derecede aceleciyimdir, hızlı ve yükses sesli konuşurum ve sürekli bir telaş durumu vardır. Bülent ise inanılmaz derecede sakin, konuşmayan ve rahat biridir. Ben her türlü kararımı duygularımla alırım (tipik terazi burcu), o ise mantıklı bir şekilde düşünür, ince eler sık dokur (tipik başak burcu:) Ben çok çabuk sinirlenirim, sinirlenince gözlerim kararır, o ise sanki sinirleri alınmış gibi en ufak bir tepki vermez herhangi bir olay olduğunda. Ben romantik filmleri severim, o savaş filmlerini. Ben 60'lı yılların müziklerini severim, o thrash metal. Ben çözemediğim bir sorun durumunda anında panik olur bin tane senaryo yazar bunlardan yüzüne inanırım, o sakinliğini koruyup olayları akışına bırakır. Çocuklar konusunda aşırı koruyucu ve evhamlıyımdır, o ise çooook rahattır (mesleğinden dolayı belki de) Ben birçok gereksiz detayı aklımda tutarım, o ise acayip unutkandır. Ben her şeyi dakika dakika planlarım, o bunu çok anlamsız bulur. Ben her türlü zırzavatı biriktiririm, o hepsini çöpe atar :) Ben hobi olarak resim yaparım, o gitar çalar. Ben alışveriş yapmayı severim , o nefffrettttt eder:) Ben tartışacak bir durum olduğunda bağırıp çağırır kapıları çarparım, o ise gazete okur :))) Ben her şeye, çizgi filmlere bile ağlarım, onun bir kere bile gözünün yaşardığını görmedim. Ben çizgi dünyamda yaşarım, o bu dünyada takılır:)
İşte bunun gibi birçok şey var zıt olduğumuz ama şimdi düşünüyorum da mutluluğumuzun ve uyum içinde yaşamamızın sırrı belki de bu:) Diğer bir sır ise kesinlikle birbirimizin özel ilgi alanlarına, kendimize vakit ayırmak için yalnız kalma ihtiyacımıza müdahale etmememiz. Birbirimizi değiştirmeye çalışmıyoruz. İkimizde istediğimiz gibi daha doğrusu kendimiz gibi yaşayabiliyoruz. Bu konuda çok şanslıyım gerçekten.
İşin komik tarafı biz ne kadar zıtsak Arda ve Deniz'de öyle:)) Ak ve kara kadar benziyorlar birbirlerine:)))
Bunların yanısıra benzeyen yanlarımız da var tabi ki.. Mesela acayip derecede dağınık olmamız:)) (Bunu evimize ziyarete gelenler bilir:) Uzun yürüyüşleri, keşif gezilerini sevmemiz. Parasal konularda hırslı olmamamız. Yaptığımız mesleği çoooook sevmemiz gibi...
Bir de nasıl tanıştığımızı bundan yaklaşık dört yıl önce yazmıştım onu da
buradan okuyabilirsiniz.
Not: Bülent'in kafasındaki şapka onu kel olarak çizmeme bozulmasından dolayıdır:))
Flying Without Wings - Westlife