31 Mayıs 2007 Perşembe

NEW YORK NEW YORK!!!

"Herkesin bir Amerikan rüyası vardır!" derler. Doğru mudur? Herkes Amerika'yı görme, orada yaşama ve çalışma aşkıyla mı yanıp tutuşur? Türkiye'deki birçok öğrenci üniversite ya da master eğitimi için A.B.D'yi seçiyor. Zaten hep yabancı özentimiz olmuştur. (Yanlış anlaşılmasın, genel konuşuyorum) Bize yabancıların hepsi, bizden daha eğitimli, daha kültürlü gibi gelir. Pek bir hürmet edilir ülkemizde. Sıcak kanlı insanlarız ya biz hemen kaynaşırız:) Neyse Amerika böyle bir yer midir gerçekten? New York rüya şehri midir? Amerikalılar soğuk mudur hakikaten? New York deyince benim aklıma büyük, cosmopolit, suç oranı yüksek bir şehir geliyor. Doğru mudur? Nereden aklına geldi bunlar derseniz? Şuradan: Kuzum yakın zamanda Amerika'ya gidecek. Bensiz:( New York'ta olacak. Sizden burayla ilgili önerilerinizi bekliyorum. Nerede yemek yemeli? Nereleri mutlaka görmek gerekir? Ucuz alışveriş yerleri nerededir? Tüyolarınızı bekliyorum.

Not: Kuzunu taaa Amerikalara yalnız mı gönderiyorsun demeyin sakın!!!

27 Mayıs 2007 Pazar

POĞAÇA

Yaza girdiğimiz şu sıcak günlerde kilolara daha da dikkat etmek gerekir değil mi? Peki gönül ferman dinler mi? Dinlemez. Fırından çıkan ev yapımı sıcacık poğaçalara kim hayır diyebilir? Ben diyemem:) Birkaç ay öncesine kadar hiç poğaça pişirmemiş olan ben, artık sık sık bu poğaçadan yapıyorum. Kuzum bayılıyor:) Tarif Tarçın'ın Mutfağı ' na ait. Buradan tekrar teşekkürler. Ben tarifte ufak tefek değişiklikler yaptım.

Malzemeler:

  • 1 su bardağı zeytinyağı(ayçiçek de olabilir)
  • 6 yemek kaşığı şeker
  • 4 çay kaşığı tuz
  • 1 adet yaş maya
  • 1 su bardağı ılık su
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • Aldığı kadar un
  • Üzeri için 2 yumurtanın sarısı (Çörek otu ve susam da kullanılabilir)

Yapılışı:

Ilık süte mayayı koyup, eritin. Üstüne un, tuz, şekeri ekleyip, karıştırın. Daha sonra yumurtayı, yağı ve 1 su bardağı suyu ekleyin. Elinize yapışmayacak şekilde , kulak memesi kıvamından biraz daha yumuşak oluncaya kadar yoğurun. Ilık ortamda, üstünü örtüp 1 saat bekletin. Hamura istediğiniz şekli verip, içine istediğiniz malzemeyi koyabilirsiniz. Açma yapmak için eşit büyüklükte 3 parçayı rulo şeklinde açıp, sonra saç örgüsü şeklinde örüp, birleştirin.Bu uygulama Selin'e ait.(Açma veya poğaça yapmak için hamurdan ayırdığınız topların içine bıçak ucuyla tereyağ koyabilirsiniz.Bu tüyo Gülden'den) Poğaça ve açmaların üzerine yumurta sarısı sürdükten sonra 180 derecelik önceden ısıtılmış fırında 20-30 dak pişir. (Üstü nar gibi kızarıncaya kadar) Afiyet olsun. Gülden ve Hakan'ın kulakları çınlasın:)

Not1: Çok atıf yaptım. Ama ne yapayım. Herkesin hakkını vermek lazım:)

Not2: Bugün iş yerinde firma sahiplerinden biriyle konuştum. Farklı bir görev teklif etti. Bir süre deneyelim dedi. Ben de tamam dedim. Deneyelim, bakalım:)

25 Mayıs 2007 Cuma

İş mevzuuu....

  1. İş insanın hayatında ne kadar önemlidir?
  2. Çalışmak da çalışmamak da bu kadar zor olmalı mıdır?
  3. İnsan severek yapacağı bir işi nasıl bulur?
  4. Her iş yeri zor mudur?
  5. Mükemmel iş yeri yoktur ama ona yakın da mı bulunamaz?
  6. Ben kendi işimi ne zaman ve nasıl kuracağım?
Aklımda devamlı bu sorular var. Yaklaşık 4 aydır çalıştığım iş yerinden memnun değilim. Tek güzel tarafı eve yakın olması ve ctsi çalışılmaması. Bu sabah en sonunda işten ayrılmak istediğimi açıkladım. Sebep: Gerekenlerin yapılmaması!!! Dayandım,dayandım. Ha bu gün ha yarın derken bugün sonunda söyledim. Rahatladım da sanki biraz. Ama müdürüm: "Haklısınız, biraz daha sabredin, herşey yoluna girecek" diyor. Ama ben inanmıyorum. Zaman burada boşa akıyormuş gibi geliyor. İşsiz kalmak da istemiyorum aslına bakarsınız. Evde oturmak bana göre değil! Bir ortamda sorulduğunda:" Eeee siz ne iş yapıyorsunuz?" diye. "Ben şu an çalışmıyorum!!!" demek istemiyorum. Gerçi diyebilirsiniz, kime ne? Ama bazen takılıyor işte insan böyle şeylere. Yine bana işsiz günler düşecek galiba...Kuzum da yok zaten. Ben de Aslı gibi Orhan Gencebay dinlemek istiyorum. "Dertler benim, çile benim. Ömrüm senin senin olsun...."

Not: Bu post için uygun bir foto aradım ama bulamadım...

22 Mayıs 2007 Salı

Kendine bir kardeş seçer misin?

İlgileneceğinizi umduğum bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Eğer biliyorsanız da hatırlatmış olurum. www.kardesinisec.com Bu site, desteğe ihtiyaç duyan eğitim çağındaki çocukları yardım severlerle buluşturan bir site. Ben de 3 ay önce bu siteden kendime bir kardeş seçtim. Adı Rabia, Urfa-Siverek-Ergen köyünde yaşıyor. Öncelikle öğretmeni ile irtibat kurdum. Nasıl bir öğrenci olduğunu ve nerelere ihtiyacı olduğunu öğrendim. Ertesi gün öğretmeni aracılığıyla Rabia ile konuştum. Şaşkın ve çekingendi. Ama çok tatlıydı:) Bir mektup eşliğinde Rabia’ya kırtasiye malzemeleri gönderdim.(Aras Kargo % 25 indirim uyguluyor.) Öğretmeni Rabia’ya hediyelerini bizzat teslim etti ve yine telefonla görüşmemi sağladı. Rabia’nın sesi yine çekingendi. “Teşekkür ederim, ellerinden öperim” dedi. Kendisinden mektubuma cevap yazmasını istedim. 1 hafta sonra geldi mektubum. Zarfın içinde bir de fotoğraf vardı:) Çok mutlu oldum. Bir çocuğu sevindirmek kadar güzel bir şey olamaz sanırım. Kuzumun da Kahramanmaraş'da bir kardeşi var. Adı Ali. 8 yaşında ama 1. sınıfa gidiyor. Ailesinin durumu olmadığı için ilkokula geç başlamış. Kuzum da Ali'ye okul çantasının içinde her türlü kırtasiye malzemesini ve bir de araba gönderdi:) Öğretmeni Ali'ye hediyelerini teslim ettikten sonra kuzumu aramış. Size bir süprizimiz var demiş. O anda bütün sınıf "teşekkürler" diye bağırıp, alkışlamışlar. Şimdi bizim İstanbul’dan çoook uzaklarda 2 tane kardeşimiz var. Bu tür konuları bu şekilde açığa vurmak çok doğru değil belki. Ama amacım yaşadıklarımızı paylaşmak ve yayılmasını sağlamak.Siz de kendinize bir kardeş seçin. Elinizden geldiğince, kardeşinize destek olun.Ama ilgilenemeyecek durumdaysanız, lütfen seçmeyin!

Sevgiler.

20 Mayıs 2007 Pazar

19 Mayıs ve Bir Tarif

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız mutlu olsun!!! İçinde bulunduğumuz ortamda bayramlara, bayrağımıza daha da sarılmamız gerekiyor diye düşünüyorum...


BARBUNYA SALATASI


Bu tarifi nereden aldığımı hatırlamıyorum. Sahibi blogumda görüp, okursa bana kızmasın lütfen:) Bu salata piyazdan daha lezzetli bence. Mutlaka deneyin denerim. Güzel bir alternatif olabilir.

Malzemeler:
  • 1 kutu konserve barbunya
  • 1 havuç
  • 2 adet taze soğan (Kuru soğan da tercih edilebilir.)
  • Yarım demet dereotu
  • Domates
  • Üstünü süslemek için taze nane
  • Nar ekşisi
  • Zeytinyağ, limon
Yapılışı: Yeşillikleri ince ince doğrayın. Barbunya ya ekleyin. En son zeytinyağ, limon ve nar ekşisini ekleyin. Nar ekşisi ekşilik için yeter diyorsanız, limon koymasanız da olur. Afiyet olsun:)

16 Mayıs 2007 Çarşamba

Doğumgünüm'den notlar...

Doğumgünleri neden hep çabuk geçer. Gece 12'den sonra kutlama mesajları alırsın. Sabah kalkarsın bunlar devam eder. Sonra akşam olsa da bir yerlere gitsek dersin. Akşam olur evde yada dışarıda kutlanır doğumgünü. Bir bakmışsın gün bitmiş...Ben hep böyle düşünüyorum nedense. Zaten zaman çabuk geçmiyor mu? Burada da gösteriyor işte kendini...

İlk kutlayan kuzum oldu. Sonra annem...Kuzum hediyelerimi verdi gece 12'den sonra. Bayıldım. Hele bir tanesi süperdi. Bana özel tshirt yaptırmış kuzum. Önünde buzpatenleri (buz patenini izlemeyi çok severim. Avrupa Eski Şampiyonu Rus İrina Slutskaya'yı tek geçerim bu konuda.) Arkasında da kız ve erkek figürlerinin üstünde isimlerimiz yazılıydı. Bayıldım bu tshirte.Sabah işe giderken babamla annem yolda karşıladılar beni. Ellerinde bir demet karanfil. Güne karanfil kokularıyla başladım. Sonra telefonlar, mesajlar...Akşam da annemlerle ve kayınvalidemlerle süpriz bir yemek ayarlamış kuzum Fenerbahçe'de .

Yemek sonrası evde pasta kestik. Bir sürü dilek tuttum:) Hediyelerimi aldım:) Cumartesi akşamı da Kuzum, kardeşim, Meltem ve Muratla Taksim'de Sed Otel'in teras barındaydık. Manzara çoook güzeldi. İstanbul'u Kabataş üstünden görmemiştim hiç. Rum ve Türk müzikleri eşliğinde yemeğimizi yedik, içkilerimizi içtik. "Olmasa mektubun" da koptum ben. Kuzum da çok sever bu şarkıyı ama yarım çaldılar. Çok güzel bir geceydi. Oradan çıkışta kardeşim tutturdu: İşkembe de işkembe. Etiler'e gittik. Oradaki kapanmış. Ortaköy'deki işkembeci geldi aklıma. Orası da kapanmamıştır herhalde diye espri yaptık sözde. Ama orası da kapanmış. Tam yeter artık eve gidelim diyecektim ki kapanan yerin yanında bir tane gördüm. İşkembe keyfimizi de yaptık yani:) Eve geldiğimizde halimiz kalmamıştı...Öncelikle kuzuma sonra herkese çok teşekkürler... İyi ki varsınız...

14 Mayıs 2007 Pazartesi

KISIR:)

Yemek tariflerimi geciktirdiğimin farkındayım. Yemek blogu sahibi arkadaşlarım kızmasın lütfen bana:) Bu iş o kadar kolay değil doğrusu. Bu işi layıkıyla yapan herkesi tebrik ederim:) Gelelim tarifimize; geleneksel lezzetlerimizden ama herkesin farklı yaptığı Kısır.




Kısır benim çok sevdiğim tatlardan biridir. Herkes bir kısır tarifi bilir ama benim vereceğim tarif biraz farklı. İçinde nar ekşisi var. Kısıra nasıl bir lezzet veriyor, inanamazsınız. Tarif annemden. Ama laf aramızda herkes benim daha güzel yaptığımı söylüyor;) Umarım beğenirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 orta boy kase ince bulgur

  • 2 adet domates rendesi veya 3-4 kaşık domates püresi

  • 2-3 kaşık domates salçası

  • 1 kaşık zeytinyağı

  • 1 adet limon

  • 2-3 kaşık nar ekşisi

  • Karabiber, tuz, nane, kimyon, pul biber

  • 4 adet taze soğan

  • Yarım demet maydanoz

  • Yarım demet dereotu

Yapılışı: Bulguru yarım saat sıcak suyla ıslatın. Ne cıvık ne de kuru olsun. Önce rende domatesi/domates püresini ekleyin. Sonra domates salçasını ekleyin. İyice bulgura yedirin. Sonra sırayla zeytinyağını, limonu, nar ekşisini ve baharatları ekleyin. En son da ince ince doğradığınız yeşillikleri katın. Yeşillik bol olmalı. Annem hep "Bulgur, yeşillikten görülmemeli!" der. En son tadına bakarak, ekşiliğini ayarlayabilirsiniz. Afiyet olsun.

11 Mayıs 2007 Cuma

Anneler Gününüz Mutlu Olsun!....

Tüm annelerin, anne adaylarının ve bayanların anneler gününü kutlarım:) Yaşamadan anlaşılamayacak en karmaşık ve en anlamlı duygulardan biri anne olmak olsa gerek. Allah isteyen herkese bu özel duyguyu yaşatsın inşallah! Şu anda bebek bekleyen ve doğum yapmak üzere olan tüm anne adaylarına da kolaylıklar diliyorum.

Sevgiler.

9 Mayıs 2007 Çarşamba

Bugün benim doğumgünüm...


Söylemek de duymak da zor sanki...28 ime giriyorum ben bugün...Ama ben kendimi 28 gibi hissetmiyorum ki...Yeni yaşımdan yine çok umutluyum. Pastamı üflerken birden fazla dileğim olacak:)

Not: Bu postu yazdığım için utandım biraz:P

8 Mayıs 2007 Salı

Her yeri görmek istiyorum!!!!!!

Uzun zamandır bir yerlere kaçmak istiyorum. Yok öyle İstanbul’dan bıktığımdam değil. Gezmeyi, yeni yerler görmeyi, yeni kültürler tanımayı çok seviyorum. Aslında İstanbul’da bile görmediğim daha birçok yer var...Kuzumla aramızda şu diyalog sık sık geçer: -Nereye gidelim kuzum? –Bilmem, gitmediğimiz bir yer olsun...


Yine görmek istediğim ve bunu Mayıs ayında yapmak istediğim birçok yer var. Mesela: Gelibolu-Assos. Savaşın geçtiği Anzak Koyu'nu ve Conk Bayırı'nı göremedim. Buraları görmek istiyorum. Ağlayarak haber izlediğim ve dinlediğim bu günlerde Çanakkale Şehitliği'nde olmak istiyorum. Oradan, hiç gitmediğim Assos’a gitmek, deniz sezonunu açmak istiyorum.


Bir de Ayvalık var. Geçenlerde Sibel’in Kahvesi’ndeki fotoğrafları gördükten sonra oraya da gitmek istiyorum. Taze sebzeler ve nefis kahvaltılıklarla denize karşı çayımı yudumlamak, meşhur Cunda Adası’nda denizin dibinde taze balık yemek istiyorum.


Sonra Bozcaada’ya da uğramak istiyorum. Oradaki tarihi solumak,meşhur şaraplarından içmek istiyorum. Bir tek ilini bile görmediğim Karadenizi de görmek istiyorum. Yeşilin her tonu var dedikleri yerleri görmek, fotoğraflamak istiyorum. Trabzon’da mıhlama yemek, Sumela Manastırı’na çıkmak istiyorum. İstiyorum da istiyorum. Kimbilir görülmesi gereken ne kadar yer var daha...Yurtıdışı mevzuuna hiç girmeyeyim: Yunan Adaları, Venedik-Roma-Floransa, İspanya, Maldivler, Zanzibar, Şeysel Adaları...Gidecek yer çok ama bu sene iznim bile olmayacak belkide. Ben de hafta sonu kaçamaklarıyla idare ederim artık. Ne yapalım? Sağlık olsun:)


Not: Bu arada tavsiyeleriniz varsa, bekliyorum:)

3 Mayıs 2007 Perşembe

9 YIL ÖNCE BUGÜN...

Dile kolay 9 yıl...Kuzumla tanışalı tam 9 yıl oldu bugün. 9 yıl önce daha çocuktuk belkide. Beraber büyüdük.Uzun telefon konuşmaları, Ankara-İstanbul arasında aşılan yollar...Kısacık görüşmelere sığdırılmaya çalışılan mutlu, hüzünlü, heyecanlı anlar...Kimi zaman beraber gülmek, kimi zaman sıkıntılarımızı paylaşmak, kimi zaman da sadece aynı havayı solumak istedik. Ama aramızda hep 450.km vardı... Sonunda İstanbul'da buluşuldu. Evlenildi, ev kuruldu. İnşallah hep beraber olunacak bir yaşama adım atıldı. 9. yılımız mutlu olsun bitanem! Ağız tadıyla, sağlıkla, huzurla nice yıllarımız olsun. Seni çok seviyorum...

1 Mayıs 2007 Salı

Domates Çorbası ve Tortellini

Sıra geldi yemeklerime. Blogumu açtığımdan beri yemek yapıp, koymak istedim. Ama bir türlü fırsat bulamadım. Kısmet bu akşamki menümüzeymiş. Menümüzde domates çorbası ve İtalyanların meşhur mantısı tortellini vardı. Tarifler belki çok profesyonel değil. Ama lezzetinden emin olabilirsiniz.


Domates Çorbası:



Bu çorba benim misafirlerime yaptığım yemeklerin başında gelir. Genelde herkes hazır zanneder:)

1 orta boy domates
3 yemek kaşığı un
2-3 yemek kaşığı domates püresi veya salçası
2 yemek kaşığı zeytinyağ (ben hemen hemen tüm yemeklerde kullanıyorum)
Tercihe göre; kaşık ucuyla tereyağ
Karabiber ve tuz
Sıcak su (miktarı isteğe bağlı)


Yapılışı: Un ve yağı pembeleşinceye kadar kavurun. Kavurduktan sonra ocağı kapatın ve soğumaya bırakın. Domatesi rendeleyin. Rendelenmiş domatesi, kavrulmuş una ekleyin. Kısık ateşte karıştırın. Daha sonra domates püresini/salçasını da ekleyin. Bir süre kavurduktan sonra, üstüne karışımı eritecek kadar sıcak su (1,5 su bardağı) ekleyin. Karışımı blender ya da ezici bir aletle püre haline getirin. En son dilediğiniz kadar sıcak su, karabiber ve tuz ekleyip, pişirin. Kaşar rendesi ile servis yapılabilir. Tarif anneme aittir. Buradan kendisine teşekkür ederim. Afiyet olsun:)

Fesleğen Soslu Tortellini:



Ve işte karşınızda bizim meşhur tortellinimiz. Biliyorum birçok yemek blogunda olduğu gibi bir tarif değil. Ama çok pratik ve de çok lezzetli. Tortellini'yi ilk defa Appetito (http://www.appetito.net) da yemiştik. Sonra evde yapmaya başladık...

1 paket tortellini (ben Barilla tercih ediyorum)
Yarım paket krema
2-3 tatlı kaşığı fesleğen veya napoliten sos (soslar da Barilla'ya ait)
2 yemek kaşığı zeytinyağ

Yapılışı: Tortelliniyi paketin üstündeki tarife göre 11-12 dak haşlıyorsunuz. Makarna haşlandıktan sonra suyunu süzüp bir kenarda bekletin. Sosu hemen yapabilecek durumdaysanız; makarnayı soğuk sudan geçirmeyin. Gerçek İtalyan makarnası böyle yapılırmış. Sosu hazırlarken, önce yağı ve fesleğen sosumuzu biraz kavuralım. Sonrasında da kremayı ekleyelim. Hafif kaynamaya başlayınca makarnamızı ilave edelim. 5 dak pişirmemiz yeterli. Afiyet olsun:)